10. Hukuk Dairesi 2017/4260 E. , 2019/8018 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerledavanın kısmen kabulüne, dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine dair karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı Kurum, yersiz ödenen aylıkların tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili, davacı Kurum tarafından gönderilen takipte faize faiz istendiğini takipte asıl alacak 74.824,56 TL ve işlemiş faiz 18,71 TL olmak üzere toplam 74.483,27 TL talep edilmiş olmasına karşın borcun sebebi olarak 25/12/2011 vade tarihli 48.321,08 TL değerinde asıl alacağın faizli gösterildiğinden asıl alacağın faizli olduğu ve tekrar bu miktara faiz dönemi de kapsadığının da belli olmadığını zamanaşımı definde bulunduklarını takipte borcun sebebi olarak davacının babasından dolayı yersiz ödenen aylık toplamının belirtildiğini bu ödemenin yapılmasında davacıya atfedilecek bir kusur da bulunmadığından kabul anlamına gelmemekle birlikte ödemeye karar verilmesi halinde faizden sorumlu olunmasının söz konusu olmadığını davanın dayanağı takibe 05/10/2012 tarihinde itirazın yapılmasına karşın davacı tarafça süre geçtikten sonra itirazın iptali davası açıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
“1-Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalı tarafın ... 18. İcra Müdürlüğünün 2011/15476 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin 74.843,27 TL üzerinden devamına,
Icra İnkar tazminatı talebinin reddine, dair hüküm kurulmuştur.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı Kurum vekili; verilen kararın usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle kararı temyiz etmiştir.
Davalı vekili; Kurum alacağının zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin kusuru olmadığını, yerel mahkeme kararının usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum’un sair, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek, haklı çıkması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Öte yandan, alacağın likit ve belli olması gerekir. Başka bir ifade ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya belirlenmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından tahkik ve tayin edilmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir. Borçlu ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
Davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinin ikinci fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın %40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği öngörülmüştür. Söz konusu hüküm 02.07.2012 kabul, 05.07.2012 resmi gazete yayınlanma tarihi itibariyle 6352 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile değiştirilerek %40 olan icra inkar tazminatı %20’ye düşürülmüştür.
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olay irdelendiğinde; takip konusu asıl alacağın likit, yani belirgin olması karşısında, borçlunun, hükmedilen miktar üzerinden hesaplanacak asgari % 40 icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken; yanılgılı şekilde, alacağın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle yazılı şekilde icra inkar tazminatına yönelik istemin reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hükmün, (2) nolu bendinin silinerek yerine “itirazın iptali nedeniyle İ.İ.K.’nun 67/2. maddesi gereğince hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanacak %40 icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacı Kuruma verilmesine” cümlesinin yazılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıdaki temyiz harcının davalıdan alınmasına 04/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.