19. Hukuk Dairesi 2017/414 E. , 2019/1228 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit-alacak-aynen teslim davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacı şirketin Ankara"nın Ostim Sanayi Sitesi bölgesinde demir alım – satımı ve demirden mal üretme işleri ile uğraştığını, bu nedenle Finansal Kiralama Kanunu şartları içerisinde ihtiyacı olan Presi finansal kiralama yolu ile kiralamak ve satın almak istediğini, bu doğrultuda davalı kurum ile ilişki kurduğunu, kendisinden banka teminat mektubu istendiğini, teminat mektubunun Kent Bank ... Şubesinden temin edildiğini, davalı firma ile 17/06/1997 tarihinde Ankara 16. Noterliğinden 19490 yevmiye numarası ile onanmış finansal kiralama sözleşmesi yapıldığını, bunun karşılığında davalı lehine toplam 290.729 DM"lik çekler verdiğini, çekler ve yapılan sözleşmenin teminatı olarak da Kent Bank ... Şubesinin 13/06/1997 tanzim tarihli 30 milyar TL"lik teminat mektuplarının 17/06/1997 tarihinde davalı kuruma teslim edildiğini, ilk taksitlere ilişkin 9 adet çekin hiçbir şekilde aksatılmadan davalı kuruma ödendiğini, takip eden 11 adet çekin kira ödeme vadeleri dolmadan tümünün muhatap bankaya ibraz edilmek suretiyle karşılıksız şerhi verdirilip bir kısmı için icra takibine başlandığını, teminat mektubunun da 03/07/1998 tarihli yazı ile nakde çevrildiğini, bu haksız ve sebepsiz davranışlar neticesinde müvekkiline 2 trilyon civarında bir zarar verildiğini, borç faizlerinin akdi faizden temerrüt faizine dönüştüğünü, davalı ile 20.11.1997 tarihinde fon talep formu ile kredi kullanımı şeklinde başka bir akit daha kurduklarını buna istinaden de birtakım kambiyo senetleri verildiğini,yine teminat mektubu verdiklerini, ayrıca 25.11.1997 tarihinde kar ve zarara katılma yatırım akdi adı altında da bir sözleşme yaptıklarını buna ilişkin olarakta kullandıkları kredilere ilişkin bir takım senetler ve teminat mektuplarının verildiğini, tüm bu akitler çerçevesinde verilmiş olan bir takım senetlerin icra takibine konulduğunu ve teminat mektuplarının da davalı tarafça haksız olarak paraya çevrilip davacı şirketin zor duruma düşürüldüğünü ileri sürerek bunlara ilişkin borçlu olmaduklarının tespitini ve 10.000.000.000-TL manevi tazminatın faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı şirketin davasının hukuki dayanaktan yoksun ve gerçeğe aykırı iddialara dayandığını, davacı borçlu şirketin davalı kurumdan dava dilekçesinde iddia ettiği şekilde alacağı bulunmadığı gibi aksine kendilerine dava tarihi itibariyle komisyon, mahrum kalınan kar payı, fark katma değer vergisi, kur farkı katma değer vergisi ve diğer masraflar hariç olmak üzere toplam 417.043 DM ve 10.615.912.630 TL borçlu bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davada davacı vekili, taraflar arasında yapılan finansal kiralama sözleşmeleri uyarınca davalının kira borçlarını ödemediğini ileri sürerek kira sözleşmesine konu malların aynen iadesine, mümkün olmadığı taktirde dava tarihi itibariyle değeri ile sözleşmeden doğan 228.761 USD kira alacağının davalıdan gecikme tazminatları ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında davalı tarafından verilen teminat mektubunun nakte dönüştürüldüğünü ve kira bedelinin bu şekilde tahsil edildiğini, kira borcunun bulunmadığını, aynı konuda Ankara Asliye 8. Ticaret Mahkemesinin 1999/471 sayılı davası bulunduğunu açıklayarak birleştirme kararı verilmesini bu mümkün olmadığı taktirde davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen diğer davada davacı vekili davacı ile davalı şirket arasında akdedilen kar – zarara katılma ve Murabaha sözleşmelerinden kaynaklanan 188.282 DM karşılığı 96.267 Euro alacağın ve teminat mektubunun paraya çevrilmesinden kaynaklanan 10.000.000.000 TL alacağın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili beyanında, duruşma gününe ilişkin olarak kendilerine herhangi bir tebligat yapılmadığını ancak Ankara Asliye 8. Ticaret Mahkemesinin 199/471 esas sayılı dava dosyasının yargılaması sırasında davadan haberdar olduklarını, delillerinin Ankara Asliye 8. Ticaret Mahkemesinin 1999/471 sayılı dosya içinde olduğunu beyan etmişlerdir.
Mahkemece yapılan yargılama ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davada, asıl uyuşmazlığın genel fon tahsis sözleşmesinin geçerli olup olmadığı ve diğer finansal kiralama sözleşmeleri, kar ve zarara katılma sözleşmeleri ve murabaha sözleşmelerine öncülük edip edemeyeceği, bu sözleşmeler kapsamında alacak – borç ilişkisinin ne olduğu hususlarına ilişkin olduğu,dosya kapsamındaki tüm belgeler ve rapor içerikleri nazara alındığında; davacı şirket tarafından sunulan genel fon tahsis sözleşmesi başlıklı belge sözleşmenin kurulmasına ilişkin öneri niteliğinde olduğu, sözleşmenin kurulabilmesi için önerinin karşı tarafça kabul edilmiş olması gerektiği, sözleşmenin prosedürüne uygun olarak kurulduğunun kabul edilmesi durumunda sözleşmenin geçersizlik veya hükümsüzlük doğurabilecek nitelikte olmaması gerektiği, genel fon tahsis sözleşmesinde sahtecilik yapıldığı ceza mahkemesi kararı ile maddi vakıa olarak tespit edildiği, genel işlem koşulu sayılamayacak nitelik ve boyutta sayılan 120.000,00 TL"lik fon limitinin 250.000,00 TL olarak değiştirilmesi, 1998 yılında imzalanan sözleşmenin 1997 tarihinde imzalanmış gibi gösterilip tarihinin 1 yıl öne alınması durumları da nazara alındığında dosya kapsamı itibariyle genel fon tahsis sözleşmesinin hükümsüz sayılması gerektiği kanaatine varıldığı,bu durumda geçersiz olan genel fon tahsis sözleşmesinin, finansal kiralama, kar ve zarara katılma ve murabaha sözleşmelerinin dayanağı olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı sonucuna varıldığı,buna göre asıl dava ile ilgili olarak 17/06/1997 ve 04/09/1997 tarihli finansal kira sözleşmeleri ile 25/11/1997 tarihli kar ve zarara katılma sözleşmesine ait teminatların paraya çevrilip mahsubunun yapılmasından sonra davacı şirketin davalı kurum nezdinde kalan teminatlardan kalan alacağının 29.948,20 TL olduğu, davacı şirkete ait vadesiz ticari mevduat hesabında bulunan miktardan mahsuplardan sonra kalan bakiyenin 18.587,68 TL olduğu, davacının menfi tespit talebine yönelik olarak, dava konusu icra takip dosyasının dayanağı çek ve senetlerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı – alacaklı tarafça kötü niyetli takibe geçildiği hususu kanıtlanamadığından davacının yasal koşulları oluşmayan tazminat isteminin reddine, 10.000,00 DM alacak talebi ile ilgili olarak açılan dava atiye bırakılmakla bir karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talebi ile ilgili olarak dava konusu olayda BK."nun 49. maddesinde (dava tarihi itibariyle yürürlükte olan) belirtilen şartların ne şekilde oluştuğu, davacının manevi zarara uğradığı ve ticari itibarının zedelendiği hususu kanıtlanamadığından davacının yasal koşulları oluşmayan manevi tazminat isteğinin reddine karar verilmiş,birleşen Ankara Asliye 4. Ticaret Mahkemesinin 199/634 esas sayılı dosyayla ilgili olarak malların davalı şirket uhdesinde olup, sözleşmenin feshi nedeniyle dava konusu Pres Makinesi ve Mobil Vincin davalıdan alınarak aynen davacıya teslimine, ödenmemiş kira bedellerine yönelik taleple ilgili olarakta yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre 17/06/1997 ve 04/09/1999 tarihli finansal kiralama sözleşmelerinin feshinde kiracı davacının kusurunun bulunmadığı, kiralayan AFK"nın kusurlu olduğu kanaatine varıldığı ve kira bedelleri ile ilgili talep yerinde görülmediğinden reddine, gecikme cezası ile ilgili taleple ilgili olarak taraflar arasındaki ilişkide sözleşmelerin AFK tarafından ihlal edildiği kanaatine varılmakla AFK"nın gecikme cezasına ilişkin istemi yerinde görülmeyerek bu taleple ilgili davanın reddine karar verildiği, birleşen 2005/155 esas sayılı davada; kar ve zarara katılma ve murabaha sözleşmelerinden kaynaklı alacak davası ile ilgili olarakta 27/05/1998 tarih 13004 sayılı murabaha sözleşmesi ve 18/06/1998 tarih 13116 sayılı murabaha sözleşmesinden kalan toplam 47.294,79 Euro alacak üzerinden davanın kısmen kabulüne, teminat mektubunun paraya çevrilmesinden kaynaklı alacak davası ile ilgili olarak Ereğli Demir Çelik Fabrikalarına verilmek üzere ... Şirketi lehine alınmış olan 19/03/1998 tarih 3016 sayılı teminat mektubunun paraya çevrilmiş olması nedeniyle işbu dosya davacısının üstlenip ödediği 10.000,00 TL teminat talebinin yerinde olduğu kanaatine varıldığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz eden taraflardan alınmasına, 26/02/2019 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Asıl davada davacı ticari faiz talep etmiştir. Kanuni faiz ve temerrüt faizine ilişkin 3095 sayılı Kanunun 2/2. maddesinde Merkez Bankasının kısa vadeli avans için uyguladığı faiz oranı 1.madde gereği belirlenen faiz miktarından fazla olması durumunda arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizinin avans faizi oranı üzerinden istenebileceği açıkça anlaşılabilir şekilde düzenlenmiştir. Hal böyle olunca asıl davada Kanunun 2/2. maddesi uyarınca avans faizi uygulanmasına karar verilmesi gerekirken mahkemece Kanunun 1. maddesi kapsamındaki yasal faizin uygulanmasına karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu husus asıl davanın davacısı tarafından temyiz nedeni yapıldığından asıl davaya yönelik hükmün onanması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım.