MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.03.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne karar verilmiş davacı ..."nın tavzih talebinin reddine dair verilen 18.07.2016 günlü ek kararın Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili 319 ada 3 parsel sayılı taşınmazda ortaklığın aynen taksim aynen taksim mümkün olmazsa satış suretiyle giderilmesini dava ve talep etmiştir.
Bir kısım davalılar aynen taksim suretiyle ortaklığın giderilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece, ilk karar da ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş, hükmü, davalı ... ve davalı ... vd. vekili temyiz etmesi üzerine karar Dairemizin 20.02.2014 tarihli 2013/16364 Esas- 2014/2540 Karara sayılı ilamı ile "davalı ... tarafından temyiz aşamasında dava konusu taşınmazın ikiye ifrazının mümkün olduğuna dair ... Belediyesi Encümen kararı ile onaylanan kroki sunulmuştur. Ortaklığın giderilmesi davalarında aynen taksim olmazsa satış suretiyle ortaklığın giderilmesi talep edildiğinde aynen taksim mümkün ise ortaklığın aynen taksim suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerektiğinden mahkemece ... mirasçısı olan davacı ve bir kısım davalıların paylarının bu şekilde paylı bırakılmasına razı olup olmadıklarına ilişkin beyanları alınarak kabul etmeleri halinde bilirkişiye ifraz krokisi hazırlatılarak yukarıda belirtildiği şekilde onay makamına sunulmak suretiyle ifrazın mümkün olup olmadığının araştırılması için kararın bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonrasında davacı ... vekilinin 03.06.2012 tarihli celsede bozma ilamına uyulmasını talep ederek ifraz projesinin onay makamına sunulmasına muvafakatlarının olduğunu belirtmiştir.
Mahkeme tarafından, 319 ada 3 parselde tam hisse ile kayıtlı taşınmazın mülkiyeti üzerindeki ortaklığın aynen taksimi mümkün olduğundan ... Belediye Encümeninin 14/03/2013 tarihli kararı ile uygun bulunan bulunan karara ekli krokide A ve B ile gösterilen iki ayrı şekli ile ifrazı ve malikleri adına hisseleri oranında tapuya tescili sureti ile ortaklığının giderilmesine karar verilmiştir.Gerekçeli karar davacı vekiline 13.04.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.Davalı ... 06.05.2015 havale tarihli dilekçesiyle harç ve vekelet ücretiyle ilgili tavzih talebinde bulunmuş, mahkemece davalı ..."ın tavzih istemi kabul edilerek tavzih edilen karar davacı ... vekiline 14.07.2015 tebliğ edilmiş, hüküm 07.09.2015 tarihinde mahkemece kesinleştirilmiştir.Davacı ... vekili 23.05.2016 tarihli dilekçesiyle "davalı ... açısından aynen taksime, diğer tüm davalılar bakımından ise kalan bölümün satış yoluyla ortaklığın satış yoluyla giderilmesi" şeklinde hükmün düzeltilmesi istenmiştir. Mahkeme tarafından "davacının dilekçesinin esasa ilişkin değerlendirme gerektirdiği ve istem sonucu itibariyle verilen esasa ilişkin karar ile birlikte yargılama sürecinin sonuçlandırıldığı analaşılmakla temyiz bakımından davacı tarafın hukuki menfaati bulunduğu" belirtilmiştir. Mahkeme hakimince 23.05.2016 tarihli dilekçenin üstüne der kenar olarak yazılan bu beyan ek karar değildir.Mahkeme kararı hükmü temyiz edene usulüne uygun olarak 13.04.2015 tarihinde tebliğ edilmiş olup, 8 günlük yasal süre geçirildikten sonra temyiz isteminde bulunulmuştur. HUMK"nun 432/4. maddesi ve 1.6.1990 tarihli ve 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince süresi geçirilen temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, süresinde olmayan temyiz isteminin REDDİNE, istek halinde peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 12.09.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.