11. Hukuk Dairesi 2016/1637 E. , 2017/747 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03/03/2015 tarih ve 2012/499-2015/135 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 01/06/2010’de davalı şirkette bulunan hissesini dava dışı kişiye devrederek şirket ortaklığından ayrıldığını, 07/07/2010 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanarak tescil edildiğini, müvekkilinin 27/01/2012 tarihli cari hesaba göre davalıdan 42.746,00 TL alacağı bulunduğunu, ayrıca davalı şirketin müvekkilinin gayrimenkulü üzerine ipotek tesis etmek sureti ile kredi çektiğini, müvekkilinin muhtelif tarihlerde toplam 21.755,00 TL"lik kredi borcunu kendi gayrimenkulünde ipotek olmasından dolayı ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin kredi kartlarından davalı şirketin nakite sıkıştığı dönemlerde 2.400,66 TL’nin şirketin pos cihazından çekildiğini ve kendisine ödenmediğini, yine müvekkilinin kredi kartından davalı şirketin pos cihazına 1.100,00 TL ve 1.265,00 TL olmak üzere çekilen toplam 2.365,00 TL"nin de müvekkiline ödenmediğini ileri sürerek müvekkilinin toplam 69.266,66 TL alacağının şirketin uhdesine geçtiği andan itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacının davalı şirketteki hissesini bütün aktifi ve pasifiyle, hukuki ve mali yükümlülükleriyle birlikte dava dışı kişiye sattığı, her ne kadar taşınmazı üzerine ipotek tesis etmek suretiyle davalı şirketin kredi çektiğini ve kredi borcunun davalı şirket tarafından ödenmemesi nedeniyle kendisi ödemek zorunda kaldığını belirterek alacak talep etmiş ise de hisse devri sözleşmesi içeriğine göre husumetin dava dışı kişiye yöneltilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, alacak istemine ilişkindir. Davacı taraf, davacının hissesini devrettiği tarihten sonra, sunduğu tarihsiz cari hesaba göre davalı şirketten alacaklı olduğunu, ayrıca davalının kullandığı kredi nedeniyle taşınmazı üzerinde tesis edilen ipotekten dolayı davalının kredi borcunu ödemek zorunda kaldığını, yine davalının nakit sıkıntısı olduğu dönemde bir kısım borçlarını ödediğini ileri sürerek davalıdan alacak talebinde bulunmuştur. Mahkemece, hisse devir sözleşmesi nedeniyle husumetin davacının hisselerini devralan üçüncü kişiye yöneltilmesi gerektiğinden bahisle husumet
yokluğundan davanın reddine karar verilmişse de, davacının iddia ettiği vakıaların bir kısmı hisse devir tarihinden sonraki sürece ilişkin olduğu gibi iddianın ileri sürülüş şekline göre husumetin davalı şirkete yöneltilmiş olması doğrudur. Hisse devir senedinde, hissenin aktif ve pasifiyle devredildiğinin belirtilmiş olması davacının şirketten alacağı olduğu taktirde bu alacağını talep etmesini engellemez. Bu durumda işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmeyip kararın mümeyyiz davacı taraf yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.