23. Hukuk Dairesi 2014/8858 E. , 2015/3278 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülen iflasın ertelenmesinin uzatılması davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 23.05.2014 gün ve 71 Esas, 4008 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacılar vekilince; ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ek kararın müdahil ... vekilince temyizi istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Davacılar vekili, iflasın ertelenmesi kararı sonrasında iyileştirme projesinin başarı ile uygulandığını, borçların bir kısmının ödendiğini, bir kısmının da ödeme planına bağlandığını, davacı şirketlerin mali durumlarının iyileştiğini ileri sürerek, iflasın ertelenmesi kararının her iki şirket için de bir yıl süre ile uzatılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davacı şirketlerin ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi sunamadıkları, ilk erteleme kararının verildiği 10.09.2008 tarihinden bu yana yasal beş yıllık erteleme ve uzatma sürelerinin dolduğu gerekçesiyle, iflas ertelemenin uzatılması talebinin reddiyle davacı şirketlerin iflasına dair verilen karar, davacılar vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 23.05.2014 tarih ve 71 E., 4008 K. sayılı ilamıyla, mahkemece uyulan 19. Hukuk Dairesi"nin 3.11.2010 gün ve 7470 E., 12423 K. sayılı bozma kararında arada geçen sürecin de dikkate alınarak davacı şirketin varlıklarının rayiç değerlerinin tekrar belirlenmesi istenmişse de mahkemece, bu bozma kararı gereği yerine getirilmediği, bu hususun da davacılar vekilince temyiz konusu edildiği, gerek kayyım raporlarında ve gerek davacılar vekilinin beyanlarında şirketin varlıklarını koruduğunun belirtildiği, makine ve teçhizatlar başta olmak üzere duran varlıkların geçen zaman içindeki yıpranmaları da gözönüne alındığında değerlerinin azalacağının tartışmasız olduğu, taşınmazların da başta imar işlemleri olmak üzere, durumlarında değişiklik olduğuna dair bir iddiada bulunmadığından, rayiç değer artışının borca batıklık durumu üzerindeki etkisinin olmayacağı, şirketin içinde bulunduğu ekonomik durum, faaliyetinin durma noktasına gelmiş olması, borçların hızla artması, davanın başından beri yabancı kaynak bulunamaması ve ortağın da taahhüt ettiği fonu sağlamaması dikkate alındığında, sadece rayiç değerlerin yeniden tesbit edilmemiş olduğuna yönelik temyiz itirazlarının bozmaya yeterli görülmediği gerekçesiyle onanmıştır.
Davacılar vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Müdahil .. vekili, 19.08.2014 havale tarihli dilekçesiyle, 12.09.2013 tarihli kararla davacı şirketlerin iflas ertelemenin uzatılması taleplerinin reddiyle iflaslarına karar verildiği halde 27.06.2008 tarihinde konulan tedbirlerin kaldırılmadığını ileri sürerek, tedbirlerin kaldırılmasını istemiştir.
Mahkemece, 20.08.2014 tarihli ek karar ile, davacılar hakkında verilen iflas kararının onandığı, iflasın açılmasıyla borçlunun taşınmazlarıyla tescile tabi taşınırları üzerine iflas şerhi verileceği ve borçlunun iflas masasına dahil olacak malları üzerinde tasarruf yetkisinin sona ereceği, mahkemece iflas kararının iflas dairesine bildirildiği, bu konuda iflas dairesince gerekli tedbirlerin alınmış olması gerektiği ve ayrıca dosyanın karar düzeltme aşamasında olduğu gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
İhtiyati tedbirlerin kaldırılması talebinin reddine ilişkin 20.08.2014 tarihli ek karar, müdahil .... vekili temyiz etmiştir.
1-Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, davacılar vekilinin HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
2-Müdahil .... vekilinin ihtiyati tedbirlerin kaldırılması talebinin reddine ilişkin 20.08.2014 tarihli ek karara yönelik temyiz itirazlarına gelince;
6100 sayılı HMK"nın 397/2. maddesi “İhtiyati tedbir kararının etkisi, aksi belirtilmediği takdirde, nihai kararın kesinleşmesine kadar devam eder.” hükmünü içermektedir. Somut olayda, mahkemece 27.06.2008 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verilmiş olup, 12.09.2013 tarihli nihai kararda ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına ilişkin herhangi bir karar verilmediğinden, kararın kesinleşmesine kadar ihtiyati tedbirlerin devam edeceği açıktır.
Mahkemece, davacı şirketlerin iflasına karar verildiğine göre, ihtiyati tedbirlerin iflas kararıyla bağdaşmadığı ve ihtiyati tedbirlerin uygulamada sorunlar yaratacağı gözetilerek nihai kararda ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, nihai karar ile birlikte ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına karar verilmemesi, (sanki iflasın ertelenmesine karar verilmiş ve ihtiyati tedbirlerin devamı gerekiyormuş gibi) ihtiyati tedbirlerin bir süre daha (iflas kararının kesinleşmesine kadar) devamı sonucunu doğuracağından, doğru olmamıştır.
Ne var ki, Dairemizce bu günkü tarih itibariyle davacılar vekilinin karar düzeltme istemi reddedildiğinden davacıların iflasına ilişkin asıl karar kesinleşmiş olup, kesinleşme tarihinde HMK"nın yukarıda anılan hükmü gereğince ihtiyati tedbirler kendiliğinden ortadan kalktığından, müdahilin temyiz isteminde hukuki yararı kalmamıştır. Bu nedenlerle müdahil vekilinin temyiz isteminin HUMK"nın 427/1. ve 432/4. maddeleri uyarınca reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, müdahil .... vekilinin ihtiyati tedbirlerin kaldırılması talebinin reddine ilişkin 20.08.2014 tarihli ek karara yönelik temyiz isteminin REDDİNE, 5,20"şer TL harç ve takdiren 248,00"er TL para cezasının karar düzeltme isteyen her bir davacıdan alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, müdahil ...."den alınan peşin harcın istek halinde iadesine, 05.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.