
Esas No: 2015/2027
Karar No: 2015/3277
Karar Tarihi: 05.05.2015
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/2027 Esas 2015/3277 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen haczin kaldırılması davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 19.03.2014 gün ve 2013/8591 Esas, 2014/2082 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı .... vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkili ile dahili davalılar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince inşaatı tamamlayarak iskân ruhsatını aldığını, sözleşme gereğince kendisine düşen 2, 8, 13 no"lu bağımsız bölümler üzerine dahili davalı ...’ın borcu nedeniyle haciz konulduğunu ileri sürerek, dava konusu bağımsız bölümler üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının taşınmazlarına haciz tatbik edildiğinde tapu kayıtlarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi şerhinin bulunmadığını, hacizlerin usul ve yasaya uygun olduğunu, ayrıca arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin davacı tarafa taşınmazın aynına ilişkin bir hak vermediğini, haciz tarihinde tapu kaydının borçlu adına olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, yüklenici davacı ile dahili davalı arsa sahipleri arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince dava konusu bağımsız bölümlerin davacı yükleniciye ait olduğu, binaya 18.10.2010 tarihinde yapı kullanma izin (iskân) belgesi alındığı, sözleşme tarihinden sonra arsa sahibi ..."ın borcundan dolayı .... İcra Müdürlüğü"nün 2007/8574 E. sayılı dosyası üzerinden haciz konulmuş ise de söz konusu haczin yüklenicinin edimini ifaya engel olmadığı, yüklenicinin edimini ifa ettikten sonra arsa sahibinin yükleniciye düşen bağımsız bölümleri takyidatlarından arındırarak yükleniciye teslim etmesi gerektiği belirtilerek, davalı .... aleyhine açılan davanın pasif taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın kabulü ile ... ili, ... ilçesi, .... 45505 ada 13 parsel 2, 8, 13 no"lu bağımsız bölümlerin maliki davacı olduğundan bu taşınmazların tapu kayıtlarına .... İcra Müdürlüğü"nün 2007/8574 E. sayılı dosyasından konulan hacizlerin kaldırılmasına, dahili davalılar yönünden usulüne uygun dava açılmadığından dahili davalılar hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar, davalı .... vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 19.03.2014 tarih ve 2013/8591 E., 2014/2082 K. sayılı ilamıyla onanmıştır.
Davalı .... vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, davalı .... vekilinin HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 07.04.2004 tarih ve 12-210 E., 208 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haciz edilebilmesi için haciz tarihinde borçlunun adına kayıtlı olması zorunludur.
Gerçek alacaklılarının haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaz üzerinde haciz uygulattırmaları ve borcun ödenmemesi üzerine satış istemeleri yasal bir işlemdir. Ne var ki, ayni haklar kütüğe tescil ile doğar, sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır. (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu md.1022). Tescil sebebe bağlı bir tasarruf işlemi olduğundan sırf tescilin yapılması ayni hakkın doğumu için yeterli olmaz. Tescil yoluyla ayni hakkın (mülkiyet hakkının) doğabilmesi için haklı ve geçerli bir hukuki sebebin de bulunması gerekir. Yargıtay 15. H.D"nin 28.12.2011 tarih ve 1807 E., 8029 K. ve 08.03.2012 tarih ve 2011/346 E., 2012/1403 K. sayılı ilamlarında da açıklandığı üzere; kural olarak inşaat sözleşmelerinde yüklenici edimini sözleşmeye ve yasaya uygun ifa ederek teslim etikten sonra bedel olarak kararlaştırılan bağımsız bölümlerin kendisine verilmesini isteyebilir. Arsa sahipleri de edimlerini tam olarak yerine getirmekle yükümlüdür. Edimin ifa edildiğinden söz edilebilmesi için de eksiksiz ve ayıpsız olması gerekir. Hacizlerle yükümlü tapunun verilmesinin edimin ifasının tam olduğunu göstermeyeceği açıktır. Haciz sahipleri, inşaatın yapımı karşılığı bağımsız bölüm paylaşımı yapıldığını bilerek haciz isteminde bulunmuş iseler, bu durumu araştırarak arsa sahiplerine isabet edip etmediği saptandıktan sonra haciz koydurmaları gerektiğinden ve bu tür araştırma yapmadıklarından iyi niyetli oldukları kabul edilemez.Diğer anlatımla; arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendikten çok sonra ve arsa üzerinde arsa payı karşılığı inşaat yapıldığı açıkça belli veya belirlenebilir olduğu halde dava konusu bağımsız bölümler üzerine konulan haciz şerhlerinden dolayı malik borçlu ve haciz koyduran alacaklının iyiniyetli olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
Somut olayda, davacı yüklenici ile dahili davalı arsa sahipleri arasında 23.03.2007 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği, davalı (temlik eden) ... tarafından 22.10.2007 tarihinde dahili davalı arsa sahibi ..."ın arsa payı üzerine borcu sebebiyle haciz konulduğu, 24.04.2009 tarihinde arsa sahipleri arasında kurulan kat irtifakı neticesi, söz konusu haczin anılan sözleşme gereğince davacı yükleniciye düşen dava konusu bağımsız bölümler de dahil, dahili davalı ... üzerine kayıt gören bağımsız bölümlerin tamamına aktarıldığı anlaşılmıştır. Yargılama sırasında davacı yüklenicinin anılan sözleşme gereği tüm edimlerini yerine getirdiği ve dava konusu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının 20.05.2010 tarihinde davacı yükleniciye devredilmiş olduğu anlaşılmıştır. Dairemizin 13.01.2015 tarihli geri çevirme kararı üzerine ilgili Tapu Müdürlüğü"nce gönderilen belgelerden, anılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazların tevhid işlemlerinin arsa sahipleri adına yüklenici temsilcisi .... tarafından 01.06.2007 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır. Taşınmazın tapu kaydı üzerinde anılan arsa payı inşaat sözleşmesiyle ilgili herhangi bir şerh bulunmamaktadır. Anılan sözleşme uyarınca inşaat ruhsatı 20.11.2007 tarihinde alınmış, davalı (temlik eden) .... tarafından ise hacizler bu tarihten önce 22.10.2007 tarihinde konulmuştur. Haciz konulduğu tarihte henüz inşaat ruhsatının alınmamış olması, inşaatın fiilen başlamadığına karinedir. Haciz şerhlerinin konulduğu tarihte, sözleşme uyarınca arsa üzerinde inşaata başlandığı veya arsa üzerindeki bir takım faaliyetler nedeniyle (arsa payı karşılığı inşaat yapıldığına dair tabela asılması, şerit çekilmesi vb) bu taşınmazın bir arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu olduğu hususunda emareler bulunduğu da iddia edilmemiştir. Dairemiz geri çevirme kararı ile dosyaya giren tevhid belgesi ve eklerinden tevhid işleminin arsa sahiplerince gerçekleştirildiği (arsa sahiplerinin verdiği vekaletnameye istinaden yüklenici temsilcisi .... tarafından) anlaşılmakta olup, ekindeki vekaletname içeriğinden de tevhide konu taşınmazlarla ilgili arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğuna ilişkin herhangi bir açıklama bulunmadığı anlaşılmaktadır. Vekaletname içeriğindeki “yapılacak inşaat” ibaresinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca inşaat yaptırılacağı anlamını taşımadığı, arsa sahiplerinin kendilerinin yapacağı ya da para karşılığı eser sözleşmesi ile başkasına yaptıracağı anlamına geldiği de açık olup, bunun aksi iddia ve ispat edilmemiştir. Buna rağmen mahkemece, dahili davalı arsa sahipleriyle davacı yüklenici arasındaki anılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi değerlendirilmekle yetinilmiş, haciz konulduğu tarihte haciz koyduran davalı (temlik eden alacaklı) ...."nin kötüniyetli olup olmadığına ilişkin tartışma ve değerlendirme yapılmamış, .... yönünden hükmün somut dayanakları da gösterilmemiştir.
Bu durumda mahkemece, davalı (temlik eden alacaklı) ...."nin, borçlusu dahili davalı arsa sahibi ..."ın borcundan dolayı anılan borçlunun hissesine haciz koydurduğu tarihte söz konusu arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden haberdar olduğu ve böylece kötüniyetli hareket ettiğinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek, hükmün davalı temlik alan yararına bozulması gerekirken onandığı anlaşıldığından, davalı .... vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 19.03.2014 tarih ve 2013/8591 E., 2014/2082 K. sayılı onama ilamı kaldırılarak, hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı .... vekilinin diğer karar düzeltme itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 19.03.2014 tarih ve 2013/8591 E., 2014/2082 K. sayılı onama ilamı kaldırılarak, hükmün davalı .... yararına BOZULMASINA, evvelce alınan onama harcı ile karar düzeltme peşin harcının istek halinde iadesine, 05.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.