Esas No: 2021/3557
Karar No: 2022/2943
Karar Tarihi: 19.04.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/3557 Esas 2022/2943 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, muhdesat aidiyetinin tespiti talebiyle davalı aleyhine dava açtı. Gerede Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davada dava kabul edildi. Ancak, davalı temyiz etti ve Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi, istinaf talebinin reddine karar verdi. Bunun üzerine davalı, temyiz başvurusunda bulundu ve Yargıtay tarafından incelendikten sonra kararın yerinde olduğuna hükmedildi. Davalı tanığı, dava konusu muhdesatın muris ve oğulları tarafından yapıldığını ifade etti. Bu durumda, muhdesatın terekeye ait olduğu kabul edilerek, davacıların talebinin reddi gerekti. Kararın onanmasına karar verildi. Kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu madde 711.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Gerede Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 02.01.2018 tarihinde verilen dilekçeyle muhdesat aidiyetinin tespiti talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.02.2020 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı ... vekili tarafından talep edilmiştir. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
KARAR
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 19/04/2022 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
K A R ŞI O Y
Davalı tanığı ... yeminli olarak; dava konusu muhdesatın en az 50 yıl önce muris ... ile, oğulları müteveffa ... ve ... tarafından yapıldığını, masrafların kim tarafından karşılandığını bilmediğini anlatmıştır. Tanık anlatımından açıkça anlaşılacağı üzere, dava konusu edilen 2 ve 3 no'lu parsel üzerinde kain mevcut yapı murisin sağlığında yapılmıştır. Aksi kesin bir delille kanıtlanmadığı takdirde, bir kişinin taşınmazına yapılan yapının, taşınmaz maliki tarafından yapıldığı, dolayısı ile terekeye dahil olduğu kabul edilmektedir. Hem Dairemizin, hem de ilgili diğer dairelerin müstakar sayılabilecek içtihatları bu yöndedir. Kaldı ki; tarafların akrabası olan tanık, ...'ın ölene kadar tabakhane işi ile uğraştığını, bu işi oğulları ile beraber yaptığını da söylemiştir. Tanığın bu anlatımı, muhdesatın yalnızca davacı veya davacılar tarafından yapılmadığını ortaya koymaktadır. Bu durumda, dava konusu muhdesatın davacılara değil, terekeye ait olduğu kabul edilerek, açılan davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi, dosya içeriğine uygun değildir.
Kararın esastan bozulması gerektiği kanaati ile, sayın çoğunluğun onama yönündeki görüşüne katılmıyorum.