15. Hukuk Dairesi 2019/1027 E. , 2020/684 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi:... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından duruşmalı olarak istenmiş, duruşma talebi kabul edilerek 18.02.2020 tarihinde yapılan duruşmaya davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
K A R A R -
Dava, eser sözleşmelerinden kaynaklanmış olup, geçici ve kesin kabullerin yapılmasından sonra ortaya çıkan gizli ayıpların ve eksiklerin giderim bedelinin tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince ıslahla arttırılan miktar da dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.İlk derece mahkemesi kararına karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesince tarafların istinaf başvurularının esastan reddine dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve 6100 sayılı HMK 355. maddedeki, kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve özellikle sözleşme eki Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 26/son maddesindeki düzenleme zamanaşımı süresi olup garanti
süresi değil ise de; zamanaşımı süresi içinde ortaya çıkan gizli ayıpların belirlendiği davacı iş sahibinin talebi üzerine yaptırılan delil tesbiti sonrasında düzenlenen bilirkişi raporu ile kararın davalı yükleniciye tebliğ edilmek suretiyle gizli ayıbın ortaya çıkmasından sonra TBK’nın 477/son fıkrasında öngörülen gecikmeksizin ihbar yükümlülüğünün yerine getirildiğinin anlaşılmasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece mahallinde keşif yapılarak yapılan inceleme sonucu düzenlenen 21.06.2013 tarihli 1. bilirkişi raporunda eksik ve ayıpların giderim bedelinin 2.844.941,00 TL, 16.04.2014 tarihli ek raporunda 2.485.340,97 TL olduğunu, 2. bilirkişi kurulu yine keşfe bağlı olarak düzenledikleri, 17.04.2017 tarihli raporlarında eksik ve kusurlu işlerin giderim bedelinin dava tarihi itibariyle KDV hariç 628.661,15 TL, itiraz üzerine düzenledikleri 14.11.2017 tarihli ek raporlarında bu miktarın tesbit tarihi itibariyle 557.182,92 TL olduğunu bildirmişlerdir. 1 ve 2. bilirkişi kurulu rapor ve ek raporları arasında dört misline yakın fark olmasına ve özellikle B14-B20, B25, B27, B45 bloklarda ters eğim olup olmadığı, koordinat çizelgesi ve krokilerdeki baca numaralarının farklı kullanılıp kullanılmadığı, dış cephede ayıplı imalât bulunup bulunmadığı konularında çelişkili değerlendirmeler bulunmasına ve tarafların itiraz ve talebine rağmen bu çelişki ile farklılığı giderecek yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması yoluna gidilmemiştir. Bu durumda mahkemece 6100 sayılı HUMK’nın 281/3. maddesi hükmünce gerçeğin ortaya çıkması için yeniden oluşturulacak konusunda uzman teknik bilirkişi kurulu ile birlikte, gerekirse mahallinde keşif de yapılarak, tesbit edilecek bulgular, dosyada mevcut delil, belge, tutanak ve delil tesbit dosyasındaki rapor ve bulgulara göre, davacı iş sahibi delil tesbiti talebi üzerine alınan bilirkişi raporuyla eksik ve ayıplar ile bunların içeriğine vâkıf olduğundan bu rapor tarihinden itibaren dava açılması için gereken makul süre sonundaki mahalli piyasa rayiçleri ile, mahalli piyasa rayiçleri içerisinde yüklenici kârı ve KDV olacağından bunlar ayrıca eklenmeksizin giderim bedeli konusunda, önceki raporlar arasındaki çelişkileri giderecek ve taraf itirazlarını karşılayacak şekilde gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile, 2. bilirkişi kurulunun ek raporuna itibar edilerek ve hesaplanan miktara ayrıca KDV eklenip bulunan miktar üzerinden davanın kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi hükmünün taraflar yararına BOZULMASINA, 2.540,00"ar TL duruşma vekillik ücretinin taraflardan karşılıklı olarak alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan diğer tarafa verilmesine, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davacıya, 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, 20.02.2020 gününde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.