Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2006/5227 Esas 2006/8162 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/5227
Karar No: 2006/8162

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2006/5227 Esas 2006/8162 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2006/5227 E.  ,  2006/8162 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Denizli 1. İcra Mahkemesi
    TARİHİ : 27/12/2005
    NUMARASI : 2005/385

     Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
     Alacaklı vekili tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yol ile icra takibine başlandığı ve 14.06.2005 tarihinde borçluya örnek 163 nolu ödeme emri tebliğ edildiği anlaşılmıştır.Borçlu vekili yasal 7 günlük şikayet süresinden sonra 28.06.2005 tarihinde İcra Mahkemesine başvurarak,takip talebinde işlemiş faizin oranı ve işlemeye başladığı gün yazılı olmadığı nedeni ile İİK. nun 58/3.maddesine dayalı olarak takibin iptalini talep etmiştir.Takip talepnamesinde ve ödeme emrinde  işlemiş faizin oranı ve işlemeye başladığı gün yazılı bulunmadığından bahisle  yapılacak şikayet yasal yedi günlük  süreye  tabidir.  O halde Mahkemece istemin  süre aşımı  nedeniyle  reddi  gerekirken, yazılı şekilde  takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
     Kabule göre de; İİK.nun 58. maddesinin 2. fıkrasının 3 nolu bendinde  (alacağın veya istenen teminatın Türk parası ile tutarı ve faizli  alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün) takip talepnamesinde gösterileceği  hüküm altına alınmıştır.
    Somut olayda alacaklı, takip talepnamesinde borçludan tahsilini istediği “işlemiş faiz miktarını” madde hükmüne uygun olarak açıkça   belirtmiştir. Adı geçen faizin başlangıç tarihini  açıklamamış ise de, takip talepnamesinde dayanak bononun vade tarihini yazmış ve bono  örneğini de  talepname ekinde icra dairesine sunmuştur.Faizin bononun vade tarihinden başlayacağı tartışmasızdır.Basit bir hesaplama ile de  faiz oranı  bulunabileceği gibi, anılan  eksiklik her zaman alacaklıya  tamamlattırılabilir. Bundan sonra istemin yasaya  uygun olup  olmadığının mahkemece denetlenmesi mümkündür. Aksinin kabulü  aşırı şekilcilik olup, hak kaybına neden olur. Dairemizin  ve Hukuk Genel Kurulu’nun yerleşik uygulamaları bu yöndedir.  O halde  şikayetin  reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi bu nedenlede doğru görülmemiştir.
     SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 18.04.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.