11. Ceza Dairesi 2017/1611 E. , 2017/2364 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 25.01.2017 gün ve 2016-14580 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 07/02/2017 gün ve 2017/7852 KYB. sayılı ihbarnamesi ile;
Dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından şüpheliler ..., ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 26/09/2016 tarihli ve 2016/99689 soruşturma, 2016/61930 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik müşteki vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliğinin 20/10/2016 tarihli ve 2016/4580 değişik iş sayılı kararının “5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda şüphelilerden ... ve eşinin ... San. ve Tic. Ltd. Şti"nin ortağı oldukları ve aile şirketi olarak faaliyet gösteren şirketi vekaleten şüpheli...ın oğlu olan şüpheli ..."ın yürüttüğü, şirketin müştekiye olan borcu nedeniyle, müşteki tarafından İstanbul 13. İcra Müdürlüğünün 2012/15300 sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı, icra takibi sırasında şüpheliler ile müşteki arasında 10/10/2012 tarihinde protokol hazırlandığı ve bu protokole istinaden muhtelif bonolar hazırlandığı, şüphelilerin protokole uymamaları nedeniyle icra takibine devam edildiği, şüphelilerden ... ve ... tarafından takibe dayanak olan bonolardaki imzalara itiraz edildiği, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/415 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan bilirkişi incelenmesiyle bonolorda yer alan imzaların şüpheliler ... ve ..."a ait olmadığının tespit edildiğinden bahisle, şüphelilerin borcu ödememek amacıyla dolandırıcılık kastıyla hareket ettikleri iddiasıyla müşteki tarafından yapılan şikayet üzerine, dolandırıcılık suçunun unsurları oluşmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 10/10/2012 tarihli protokolun ekinde "borçlu ..., alacaklı ..."a olan borcunu, vadeleri birbirini takip eden ve müteselsil kefil sıfatıyla eşi ve babasının da imzalayacağı bonolar ile ödeyecektir" şeklindeki ifadeler yer almasına rağmen takip dosyasında bulunan bonolardaki imzaların sahte olduğunun bilirkişi raporuyla tespit edilmesi karşısında, İstanbul 13. İcra Müdürlüğünün 2012/15300 sayılı takip dosyası ile İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/415 esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi, şüphelilerinin ve müştekilerin ifadesine başvurulması suretiyle, toplanacak deliller ve yapılacak inceleme sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken, müştekinin şikayet dilekçesinden sonra hiçbir işlem yapılmadan kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği gözetilerek, itirazın bu yönden kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
İncelenen dosya içeriğine göre; kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 26.09.2016 tarih ve 2016/61930 karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına yönelik itirazın reddine ilişkin İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği’nin 20.10.2016 tarih ve 2016/4580 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMUK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde takdir ve ifasına dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuryet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.