22. Hukuk Dairesi 2017/43414 E. , 2018/7785 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmesi ve davacı avukatınca duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 27.03.2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına kimse gelmedi. Karşı taraf adına vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyma kararı verilerek devam edilen yargılama sonucunda, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, aylık ücret miktarı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, davacının davalıya ait işyerinde 11/04/2002-31/10/2014 tarihleri arasında kebap ustası olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Davacı vekili, müvekkilinin son aylık ücretinin net 2.250,00 TL olduğunu iddia etmiştir. Davacı tanığı, iddiayı doğrular mahiyette beyanda bulunmuştur. Dosyaya sunulan ücret bordrosunda ise, en son çıplak aylık ücretin brüt 1.450,00 TL tutarında tahakkuk ettirildiği görülmektedir.
Mahkemece, bozmadan sonraki hükümde, ücret bordrolarına itibar edilerek, son aylık ücretin brüt 1.450,00 TL olduğu kabul edilmiştir.
Öncelikle, bozma ilamı doğrultusunda, emsal ücret araştırması için çeşitli meslek odalarına yazı yazılmış ise de, söz konusu yazılarda davacının mesleği “aşçı-usta” olarak belirtilmiştir. Oysa ki, davacı, davalıya ait işyerinde “kebap ustası” olarak çalışmıştır.
Diğer taraftan, Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı’nın internet sitesinde bulunan “kazanç bilgisi” ekranından yapılan sorgulama sonucunda ulaşılan kayıtta, “kebap ustası” olarak çalışanların 2014 yılı itibariyle ortalama aylık ücretinin brüt 1.502,00 TL miktarında olduğu bilgisi bulunmaktadır. Ancak, davalı tanığı ..., 15/04/2015 tarihli celsede alınan beyanında, kendisinin davalıya ait işyerinde lahmacun hazırlanması işinde çalıştığını ve şu an itibariyle 1.500,00 TL aylık ücret aldığını ifade etmiştir. Kebap ustası olarak çalışan davacının, iş sözleşmesinin 31/10/2014 tarihinde feshedildiği de dikkate alındığında, işyerindeki pozisyonu gereği, hayatın olağan akışı çerçevesinde, aylık ücretinin söz konusu tanığın ücretinden daha fazla olması muhtemeldir. Ayrıca, dosyaya sunulan ücret bordroları ile banka kayıtlarında yer alan açıklamalı ödemeler incelendiğinde, bordro tahakkukları ile açıklamalı olarak bankaya yatan tutarların birbiri ile uyumlu olmadığı da görülmektedir. Mahkemece, bu yönlerin değerlendirmede dikkate alınmaması yerinde değildir.
Anılan sebeplerle, davacının davalıya ait işyerinde “kebap ustası” olarak çalıştığı hususuyla birlikte, meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler bildirilerek, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği sorulmalı; alınacak cevabi yazılar ile birlikte yukarıda açıklanan hususlara da dikkat edilerek dosya kapsamı delil durumu yeniden değerlendirilmeli ve aylık ücret miktarı noktasındaki uyuşmazlık çözümlenmelidir.
3-Bozmadan önceki hükümde, davacının bakiye kullanmadığı yıllık izin günü sayısının yüzaltmışsekiz gün olduğu kabul edilmiştir. Kullanılmayan yıllık izin gün sayısına ilişkin bozma ilamında bir bozma sebebi bulunmamaktadır. Bozmadan sonraki hükme esas alınan bilirkişi raporunda da, yüzaltmışsekiz gün üzerinden yıllık izin ücreti alacağı hesaplanmış olup, mahkemece hesaplanan söz konusu tutarın hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır. Bu halde, karar gerekçesinde, davacının kırk günlük yıllık izin ücreti alacağı olduğuna yönelik ifadeye yer verilmesi hatalıdır. Karar gerekçesi yazılırken, davacının kullanmadığı yıllık izin günü sayısının kırk değil, yüzaltmışsekiz gün olduğu hususu gözden kaçırılmamalıdır.
Yukarıda yazılı sebeplerden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.