22. Hukuk Dairesi 2017/7759 E. , 2018/7779 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmesi ve davalı vekilince duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 27/03/2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili Avukat ... ile karşı taraf adına vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Taraflar arasında, davacının fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını ve hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Söz konusu çalışmalarının yapıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bununla birlikte, işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de, anılan çalışmaların olup olmadığı araştırılmalıdır.
Fazla çalışmanın yazılı belgeler ve işyeri kayıtlarına dayanmayıp, tanık anlatımlarına dayanması halinde, hesaba esas alınan süre ve alacağın miktarı nazara alınarak takdir edilecek uygun oranda indirimi yapılması gereklidir.
Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplamalara esas çalışma düzeni kabullerine, yargılama sırasında dinlenen davacı tanıklarının, harcama bildirim formlarının, personel yolculuk formlarının ve dosyada mevcut diğer yazılı belgelerin incelenmesi neticesinde ulaşıldığı belirtilmiştir. Ancak sözü geçen belgeler denetime elverişli şekilde rapor içeriğinde incelenmemiştir. Bu halde, denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Dosya içeriğinde, davacı tarafından CD içeriğinde sunulan kayıtlar, davalı tarafından sunulan personel yolculuk formları, harcama bildirim formları, geçici görevlendirmelere ilişkin yazışmalar, yolculuk ve görevlendirme listeleri, kullanıcı gün sonu kapanış listeleri gibi bir çok belge bulunmaktadır. Bu belgelerin denetime elverişli şekilde dökümlendirilerek incelenmesi ve değerlendirilmesi gereklidir. Fazla çalışma ile hafta tatili çalışmalarının yapıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları yazılı delil niteliğindedir. Sözü edilen çalışmaların bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanlarının değerlendirilmesi gereklidir.
Tanık beyanlarının değerlendirilmesi noktasında ise, dinlenen davacı tanığı ...’un işverene karşı dava açmış olması sebebiyle husumeti bulunduğundan, salt husumetli tanık beyanına göre sonuca gidilmesinin mümkün olmadığı hususu gözden kaçırılmamalıdır. Ayrıca, tanıkların görgüye dayalı bilgisinin bulunması mümkün olan tarih aralığının tespit edilmesinde, tanıklarla davacının aynı işyerinde hangi tarih aralıklarında çalıştığının belirlenmesi gereklidir.
Ayrıca, dosyaya sunulan personel ve insan kaynakları yönetmeliklerinde, bir kısım unvan ve pozisyonda çalışanlar haricindeki işçilerin, haftalık çalışma saatlerinin kırk saat olduğuna ilişkin hükmün dikkate alınmaması da yerinde değildir.
Diğer taraftan, mahkemece, dosyada bulunan personel ve insan kaynakları yönetmeliklerinde, hafta tatili çalışması karşılığındaki ücretin aylık ücrete dahil olduğuna ilişkin hükümler yer aldığı ve davacı tarafça da bu yönetmeliklerin uygulanmasının kabul edildiği gerekçesiyle, hafta tatili çalışması karşılığındaki ücretin aylık ücrete dahil olduğu esas alınmıştır. Ne var ki, dinlenme hakkının Anayasal güvence altına alınmış olması karşısında, tatil günü çalışması karşılığındaki ücretin aylık ücrete dahil olduğuna ilişkin hükümlere geçerlilik tanınması mümkün değildir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular birlikte dikkate alınarak, dava konusu alacak talepleri yeniden değerlendirilmeli ve bir sonuca varılmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, davacı yararına takdir edilen 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine, davalı yararına takdir edilen 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 27/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.