11. Hukuk Dairesi 2016/4498 E. , 2017/712 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/03/2015 tarih ve 2010/607-2015/312 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 07.02.2017 günü tebligata rağmen gelen olmadığı yoklama ile anlaşıldı, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı adına kayıtlı dava konusu taşınmazların kapama antep fıstığı bahçesi olduğunu, müvekkilinin davalı sigorta şirketi nezdinde taşınmazlarını sigortalattığını, 01/05/2010 tarihinde aşırı yağmur ve dolu nedeni ile ürünlerde zarar meydana geldiğini, bu konuda delil tespiti yapıldığını, ancak davalı kurumun müracaata rağmen ödeme yapmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 73.686,25 TL"nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu taşınmazda ürün zararının meydana gelmediğini, ihbar üzerine davalı kurumun experlerinin taşınmazları incelemeye gittiğini ve dolu yağışına ilişkin zararın tespit edilmediğini, taşınmazlarda hastalık, emgi ve soğuktan kaynaklanan zararların bulunduğunu, bu durumun sigorta poliçe kapsamı dışında olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazlarda yer alan fıstık ürününün doludan kaynaklı olarak %10 oranında zarar gördüğü, hasarın poliçe kapsamı içerisinde yer aldığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 60.100,02 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, bitkisel ürün sigorta poliçelerinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, davaya konu poliçeler üzerinde 216 Sayılı Birecik Tarım Kredi Kooperatifi dain mürtehin olarak gösterilmiştir. Dairemizin yerleşik uygulamaları uyarınca bu durumda, adı geçen kooperatifin rehin hakkı bulunduğundan, sigortadan tazminat talep etme hakkı da öncelikle ona ait olup, sigortalı ancak lehine rehin verilen alacaklının açık muvafakatini almak şartıyla ve kendi menfaati de zedelendiği takdirde tazminat isteme hakkına sahip olur. (14.06.2010 gün ve 2009/430-6814 E. K., 12.10.2012 gün ve 2011/8534-16045 E. K., 08.03.2013 gün ve 2012/4175-4580 E. K.) Buna göre, mahkemece talep hakkına sahip dava dışı kooperatiften alınmış, açılan davaya muvafakat veya icazetleri olduğuna dair gerekli belgeyi
sunması için davacı tarafa süre verilmesi ve bu usulü eksiklik tamamlandığı takdirde işin esasına girilmesi gerekir. Somut olayda davacının aktif taraf sıfatının (husumet) varlığına ilişkin olan ve mahkemece re’sen göz önünde bulundurulması gereken bu husus hakkında usulü eksiklik tamamlanmadan, yazılı şekilde uyuşmazlığın esasına girilerek ve anılan poliçelere dayalı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09/02/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Davacının maliki olduğu taşınmazlar için Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigorta Poliçesi, 2016 sayılı ... Tarım Kredi Kooperatifi"nce tanzim edilmiş, poliçeyi düzenleyen acente (Kooperatif) poliçede dain-mürtehin olarak gösterilmiştir.
5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanun"un 13. maddesi gereğince sigorta priminin bir kısmını Devlet desteklemekte, bir kısmını ise sigortalı ödemektedir.
Sigortalı tarafından karşılanacak primin ödenmesine ilişkin usul ve esaslar ise Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortası Genel Şartlarının C.1/2 maddesinde düzenlenmiştir.
Uygulamada, Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortası Poliçesinin takside bağlanan ve ödenmeyen primleri için poliçeyi düzenleyen acente (Kooperatif) lehine rehin hakkı tesis edilmektedir.
Genel şartların B.7/3 maddesinde de, muaccel hale gelen tüm prim borçlarının, ilgili sigorta şirketinin beyanı doğrultusunda tazminattan mahsup edilebileceği öngörülmüştür.
Bu halde öncelikle, rehin alacaklısından poliçedeki dain-mürtehin kaydının niteliği ve dayanağının sorulması, rehin alacağının ödenmeyen sigorta priminin peşinat dışındaki kalan prim borcuna ilişkin olduğunun anlaşılması durumunda yargılamaya devamla davanın kabulü halinde ödenmeyen sigorta priminin hesaplanan tazminattan mahsup edilmesi ve kalan sigorta tazminatının sigortalıya ödenmesi gerekir.
Poliçedeki dain-mürtehin kaydının sigorta primine ilişkin olmadığının anlaşılması durumunda ise;
Dava tarihinde yürürlükte bulunan TMK 879/1. ve 6102 sayılı TTK 1456. maddesi gereğince, rehin hakkı sahibinin kayıtsız ve şartsız davaya muvafakatı halinde sigorta tazminatının sigortalıya ödeneceği hususunda bir kuşku bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, rehin hakkı sahibinin davaya muvafakat etmemesi durumunda nasıl bir yol takip edileceğine ilişkindir.
Sayın çoğunluk, bu halde davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı görüşünde ise de, çoğunluk görüşünü destekleyen hiçbir yasal düzenleme bulunmamaktadır.
TMK 879 ve TTK 1456 maddesi, sınırlı ayni hak sahibinin muvafakatının bulunmamasını, sigorta tazminatının sigortalıya sadece ödenmesine engel görmüştür ki bu durumda mahkemece yine sigorta tazminatının sigortalıya ödenmesine karar verilmeli, hüküm fıkrasında ayrıca ödeme esnasında sınırlı ayni hak sahibinin muvafakatının sağlanması hüküm altına alınmalıdır.
Açıklanan gerekçe ile yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.