Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1241
Karar No: 2017/711
Karar Tarihi: 09.02.2017

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/1241 Esas 2017/711 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/1241 E.  ,  2017/711 K.

    "İçtihat Metni"



    Taraflar arasında görülen davada verilen 08/10/2015 tarih ve 2014/875-2015/868 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 07/02/2017 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacının, 16/05/2014 tarihinde yaptığı satım akdi uyarınca 3 adet tıbbi cihaz seti ithal ettiğini, gönderilen malların satıcı tarafından İzmir"de teslim edilmek üzere gönderildiği, ithal edilen malzemenin 20/05/2014 tarihinde davalı şirket tarafından İzmir"e sevk edilmek üzere Havalimanı"nda teslim alındığını, 3 adet koliden 1 tanesinin ulaşmadığını, 2 adet kolinin ihtirazı kayıt ile davalıdan teslim alındığını, kayıp olan 3. kolinin halen teslim edilmediğini, konşimento belgesi ekinde bulunan ticari faturalarda belirtildiği üzere kayıp kolide bulunan cihaz setinin değerinin 212.000,00 USD olduğunu, gönderilen ihtarnamelere cevap verilmediğini, ancak 14/08/2014 tarihinde davalı şirketin kargonun bulunamadığını mail yolu ile bildirdiğini, hava yolu ile taşımacılığına ilişkin sözleşmelere taraf olmadığını, bu sebeple uyuşmazlığın Türk Hukuku"na göre çözümlenmesi gerektiğini, 2920 Sayılı gereğince malın eksik teslim edilmesinin ziyaa uğradığı anlamına geleceğini, davalı taşıyıcının sorumluluğunun ağırlaştırılmış özen borcuna dayalı bir sorumluluk olduğunu, davalının üzerine düşen özeni göstermediği ve basiretli bir tacir gibi davranmadığını, değerini bildiği kargoyu kayıp etmesi nedeni ile sivil havacılık yasası gereğince sınırsız sorumlu olduğunu ileri sürerek, 212.000,00 USD tazminatın 20/05/2012 tarihinden itibaren ticari işlere uygulanan faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, ihtilaf konusu taşıma uluslararası bir taşıma niteliğinde olduğundan dava konusu olaya 28/05/1999 tarihli ve açısından 26/03/2011 tarihinde yürürlüğe giren hükümlerinin uygulanacağını, sözleşmenin 22/3 maddesi gereğince davalının sorumluluğunun sınırlı olduğunu, davacının sınırlı sorumluluk limitleri içinde kalmak kaydıyla ancak ispat ettiği ölçüdeki gerçek zararını talep edebileceğini, ancak karar tarihinden itibaren faize hükmedilebileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

    ./..



    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacı tarafçn ithal edilen 3 ünite tıbbi cihazın 3 koli halinde davacı tarafa teslim edilmek üzere davalı tarafından taşınmak üzere teslim alındığı, taşınan her bir kolinin faturada belirtilen bedelinin 212.000 USD olduğu, taşıma sonunda 3 adet koliden bir adedinin davacıya teslim edilmediği, taşıma işinin bağlantıl bulunması ve sözleşmesine taraf olmaması nazara alındığında taşımanın uluslararası nitelikte olmadığı, bu durumda 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği, davalı tarafın 2920 sayılı Yasa"nın 123. madde kapsamında sorumluluktan kurtulacak delil ileri sürmediği ve 121. madde kapsamında teslim edilmeyen dava konusu bir adet koli bedeli olan 212.000 USD"den sorumlu olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 212.000,00 USD"nin 29/08/2014 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2- Dava, hava yolu kargo taşıma sözleşmesine istinaden taşınan kolinin kaybı nedeniyle taşıyıcıdan tazminat istemine ilişkindir.
    2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu"nun 106. maddesinde “ taraf olduğu uluslararası anlaşmaların hükümleri ve bu anlaşmalarda da hüküm bulunmadığı hallerde, Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanır.” hükmüne yer verilmiş; aynı Kanunun 124. maddesinde ise “sorumluluğunun sınırlandırılması, 12 Ekim 1929 tarihinde imzalanan ve Sözleşme ve bu sözleşmeyi değiştiren Türkiye"nin katıldığı sözleşme ve protokollerin hükümlerine göre tayin olunur.” hükmü düzenlenmiştir. Bu suretle yurt içi hava yolu taşıması olduğu kabul edilen dava konusu uyuşmazlıkta belirtilen yasal düzenlemelere istinaden Varşova Konvansiyonu ve onu tadil eden ülkemizin kabul ettiği düzenlemelere yapılan atıf sebebiyle bu uluslararası sözleşme hükümleri uygulanacaktır. 2920 sayılı Kanunun atıf yaptığı uyarınca yük taşımasında taşıyıcının sorumluluğu sınırlıdır. Taşıyıcının sınırlı sorumlu olduğu halin istisnası ise Konvansiyonun 22/2-a maddesindeki hallerin bulunması durumudur. Konvansiyonun 22/2-a maddesine göre “Kayıtlı bagaj ve yük taşımasında, paket taşıyıcıya verilirken, gönderici, varış yerinde teslim anındaki menfaatine ilişkin özel bir bildirimde bulunmadıkça ve gerekiyorsa ek bir meblağ ödemedikçe, taşıyıcının sorumluluğu kilogram başına iki yüz elli frankla sınırlandırılmıştır. Özel bildirimde bulunulması halinde, taşıyıcı bildirilen meblağın göndericinin varış yerinde teslim anındaki gerçek menfaatinden büyük olduğunu ispat etmedikçe, bildirimi yapılan meblağa kadar ödeme yapmakla sorumludur.”
    Davalı vekilince dava konusu taşımaya ilişkin airwaybillde gümrük için değer beyanına ilişkin “hiçbir gümrük değeri bildirilmemiştir,” taşıma değer beyanına ilişkin hanesinde de yani “hiç bir değer beyan edilmemiştir” kayıtlarının yer aldığının, bu durumda taşımaya ilişkin herhangi bir değer bildiriminde bulunulmadığının anlaşıldığı ileri sürülmüş olup, bu husus ekli hava senedinden anlaşılamamaktadır. Bu suretle, dava konusu taşımaya ilişkin hava senedinin asıl veya bildirilen şerh kısımlarının bulunduğu okunaklı suretinin ibrazı sağlanarak hava senedinde taşımaya ilişkin bir değer bildiriminde bulunulup bulunulmadığı tespit edilmeli, ek ücret alınıp alınmadığı araştırılarak Konvansiyonun 22/2-a maddesinde yer alan taşıyıcının sınırlı sorumluluğunu kaldıran bir halin bulunup bulunmadığı belirlenmelidir. O halde, açıklanan araştırma ve inceleme yapılmadan mahkemece hava senedinin ekinde fatura bulunmasının özel değer bildiriminin olduğunu gösterdiği ./..



    sonucuna varılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, 2920 sayılı Kanunun 121. ve aynı kanunun taşıyıcının sorumluluktan kurtulmasına ilişkin 123. maddede yer alan hükümlere atıfla davalı tarafın 2920 sayılı Yasa"nın 123. madde kapsamında sorumluluktan kurtulacak delil ileri sürmediği gerekçesiyle taşıyıcının kaybolan kolinin faturada belirtilen değerinin tamamından davalının sorumlu tutulması yerinde görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    3- Kabule göre de; dava dilekçesiyle, 212.000,00 USD tazminatın 20/05/2012 tarihinden itibaren ticari işlere uygulanan faizi ile birlikte tahsili istendiği halde mahkemece 212.000,00 USD"nin 29/08/2014 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş olup 3095 sayılı Kanunun yabancı para borcunda faizi düzenleyen 4/a maddesi gereğince sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankaları"nın o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır. Bu suretle, yabancı para alacağına 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken hükmedilen alacak miktarına avans faizi uygulanması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 09/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi