6. Ceza Dairesi 2013/4084 E. , 2015/357 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1-Adli emanetin 2007/95 sırasında kayıtlı eşya hakkında bir karar verilmemesi,
2-Temel ceza alt sınırdan belirlendiği halde eylemin geceleyin gerçekleştirilmesi nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 143. maddesiyle yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeden en üst hadden artırım yapılması,
3-5237 sayılı TCK"nın 51.maddesinde düzenlenmiş olan “erteleme”, cezanın doğrudan doğruya sanığın kişiliğine uydurulmasını öngören yargısal bir kişiselleştirme kurumudur. Cezanın ertelenmesine veya ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken, mahkemece gerekçe gösterilmeli ve bu gerekçe sanığın kişiliği ile ilgili bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olmalıdır. Yasal, yeterli ve geçerli bulunmayan bir gerekçeye dayanılarak erteleme isteminin reddine karar verilmesi, yasa koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi
cezanın kişiselleştirilmesi ilkesine de aykırı olup, uygulamada keyfiliğe yol açabilir. Cezanın ertelenip ertelenmeyeceğine ilişkin takdir, mutlaka olayla uyumlu olmalı, yargıcın soyut kanılarına değil, sanığın kişiliğinde var olan nedenlere dayanmalı, sanığın tekrar suç işlemeyeceği yönünde mahkemede oluşacak kanaatin, “Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlığa” dayandırılması gerekmektedir. Cezanın ertelenmesine veya ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken, yasa metninin tekrar edilmesi de yeterli gerekçe olarak kabul edilemez.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; Mahkemece sanıklar hakkında TCK"nın 51.maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilirken, “...sanıkların kişilik özellikleri göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyecekleri hususunda olumlu kanaat oluşmadığı” şeklinde yasal ve yeterli olmayan, dosya içeriği ile de bağdaşmayan gerekçelere dayanıldığı görülmektedir. Şöyle ki; sabıkasız bulunan sanıkların geçmişinde herhangi bir olumsuzluk bulunmadığı gibi yargılama aşamasında da dosyaya yansıyan olumsuz bir davranışları saptanamamıştır. 01.11.1991 doğumlu olup suç tarihi itibariyle 16 yaşını doldurmamış olan sanık Halil"in lise öğrencisi olduğu, sanık ... de olay nedeniyle sağ ayak bileğinin kesildiği anlaşılmaktadır. Sanıklar hakkında temel ceza belirlenirken, suçun işleniş şekli göz önüne alınarak, alt sınırdan ceza tayin edilmiş, sanıkların duruşmadaki iyi halleri de lehlerine kabul edilerek TCK"nın 62.maddesi uygulanmıştır. Sanıkların kişilik özelliklerinde saptanan olumsuzlukların neler olduğu gösterilip açıklanmadan, suçu işledikten sonra yargılama sürecindeki pişmanlıkları irdelenmeden, yasal ve yeterli olmayan, dosya içeriği ile de bağdaşmayan gerekçelerle sanıklar hakkında TCK"nın 51.maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
4-5271 sayılı CMK"nın 231.maddesinde düzenlenmiş bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşullarının bulunması gerektiği; zararın giderilmesi koşulunun aranabilmesi için, ortada ölçülebilir ve giderilebilir maddi bir zararın bulunması, bu nitelikte bir zararın bulunmadığı suçlarda ise bu şartın gerçekleştiğinin kabulü icap ettiği; sanıklara yüklenen hırsızlık suçunun kalkışma aşamasında kalmış olması nedeniyle, anılan suç yönünden ortada ölçülebilir ve giderilebilir maddi bir zararın bulunmadığı, 6008 sayılı
Kanunun 7.maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 231.maddesinin 6.fıkrasına eklenen, “Sanığın kabul etmemesi halinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez” biçimindeki cümle uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul edip etmediğinin bizzat sanığa sorulması gerektiği gözetilmeden ve ayrıntıları (3) nolu bozmada belirtildiği üzere sanıkların kişilik özelliklerinde saptanan olumsuzlukların neler olduğu gösterilip açıklanmadan, yasal ve yeterli olmayan, dosya içeriği ile de bağdaşmayan gerekçelerle, kasıtlı suçtan hükümlülükleri bulunmayan sanıklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
5-Yargılama giderlerinin her bir sanığın sebep olduğu tutar kadar ayrı ayrı yükletilmesi gerektiği gözetilmeden, “müteselsilen” alınmasına karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar .. ve ... savunmanlarının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.