Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5936
Karar No: 2019/7957
Karar Tarihi: 24.10.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/5936 Esas 2019/7957 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2017/5936 E.  ,  2019/7957 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
    No : 2017/1270-2017/1329
    Mahkemesi : Erzurum 2. İş Mahkemesi
    No : 2016/288-2016/44

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince; HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile davacının davalı yanında 12.01.2000 - 25.02.2005 tarihleri arasında aralıksız olarak 506 sayılı Yasa kapsamında (5510 sayılı Yasanın 4/a bendi) sigortalı olarak çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
    Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince verilen kararın, fer"i müdahil Kurumu ve davalı vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 12.01.2000 tarihinden 01.08.2015 tarihine kadar davalı yanında çalıştığını, 12.01.2000 ile 25.02.2005 tarihleri arasındaki çalışmasının davalı ... tarafından ..."na bildirilmeyip primlerinin de yatırılmamış olduğunu iş akdinin davalı tarafından sona erdirilmesi ile öğrendiğini belirterek 12.01.2000 ile 25.02.2005 tarihleri arasında davalı yanında çalışmasının tespitini istemiştir.
    II- CEVAP:
    Davalı ... vekili, hak düşürücü sürenin dolduğunu,davacının 01.09.2015 tarihinde el yazısı ile düzenlediği belgede davalı yanında 25.02.2005 tarihinde çalışmaya başladığını ikrar ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
    Fer"i müdahil Kurum vekili, kendilerinin feri müdahil olarak kabul edilmesini, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, bu kabul edilmezse çalışmanın olup olmadığının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
    III- MAHKEME KARARI:
    A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece Mahkemesi tarafından, “Davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeni ile reddine” karar verilmiştir.
    İSTİNAF SEBEPLERİ:
    Hüküm, davacı tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili, tanık anlatımları ve dosya kapsamına göre davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf talebinde bulunmuştur.
    B- BAM KARARI
    "Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber kanunun olaya uygulanmasında hata edildiği ve yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı anlaşılmakla HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına, davanın kabulü ile davacının davalı yanında 12.01.2000 - 25.02.2005 tarihleri arasında aralıksız olarak 506 sayılı Yasa kapsamında (5510 sayılı Yasanın 4/a bendi) sigortalı olarak çalıştığının tespitine,, " karar verilmiştir.
    TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı ... vekili, hak düşürücü sürenin dolduğunu,ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğunu ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerektiğini,
    Fer"i Müdahil Kurum vekili, Kurum kayıtlarının aksinin ıspatlanamadığını, soyut tanık anlatımlarına dalyanılarak karar vedrildiğini, kararın bozulması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
    IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanun’un m. 86/9. maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
    Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re"sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
    506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez.
    Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2003/21-43 Esas, 2003/97 Karar ve 26.02.2003 tarihli kararında ayrıntıları açıklandığı üzere; kural olarak işe giriş bildirgeleri ve ücret ödeme bordroları sigortalının imzasını içermelidir. Sigortalı, anılan belgeleri hile, hata veya manevi baskı altında imzaladığını ileri sürmemiş veya imzanın kendisine ait olmadığını ya da kesintisiz çalıştığını söylememiş ise, birden fazla işe giriş bildirgesinin varlığı ve işyerinden yapılan kısmi bildirimler, sigortalının o işyerinde kesintili çalıştığına karine oluşturur. Bu karinenin, aksinin, ancak, eş değer de delillerle kanıtlanması gerekmekte olup tanık sözlerine değer verilemez. Bu halde ise hak düşürücü sürenin kesinti tarihleri dikkate alınarak her bir dönem bakımından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekecektir.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında, somut olayda; 12.01.2000 ile 25.02.2005 tarihleri arasında davalı yanında çalışmalarının tespitini istenilmiş ise de, davacının işe giriş bildirgesinin verildiği tarih olan 25.02.2005 tarihi öncesinde, sigortalı davacıya ait herhangi bir belgenin kuruma verilmediği, kurumca da sigortalı davacı tarafından talep edilen 12.01.2000 - 25.02.2005 tarihleri içerisinde çalıştığına dair herhangi bir tespit raporunun bulunmadığın anlaşılması karşısında, tespiti talep edilen süre yönünden hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın reddi gerekir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, fer"i müdahil Sosyal Güvenlik Kurumu ile davalı vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin “mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına, davanın kabulü ile davacının davalı yanında 12.01.2000 - 25.02.2005 tarihleri arasında aralıksız olarak 506 sayılı Yasa kapsamında (5510 sayılı yasanın 4/a bendi) sigortalı olarak çalıştığının tespitine” ilişkin kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 24/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi