22. Hukuk Dairesi 2015/29702 E. , 2018/7759 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücret alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yıllık izin ücretinin reddi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacının ücretinin brüt tutarının nasıl tespit edilmesi gerektiği taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Somut uyuşmazlıkta, davacı davalı şirketin Arabistan şantiyesinde elektrikçi olarak çalışmıştır. Yurt dışında çalışan işçinin, yurt içinde çalışan işçiler gibi brüt ücretinin belirlenmesi mümkün değildir. Bu noktada özellikle davacı işçinin 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 86. maddesinde düzenlenen topluluk sigortasından yararlanıp yararlanmadığı ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçici 6. madde hükümleri de dikkate alınarak isteğe bağlı sigortalılık durumunun ne olduğu belirleyici olacaktır. Mahkemece, bu hususlar açıklığa kavuşturulmadan davacının brüt ücretinin yazılı şekilde tespit edilmesi hatalı olmuştur.
3-Eldeki davaya uygulanacak mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 83. maddesinin üçüncü fıkrasında, “Yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı, bu borcu vade veya fiilî ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebilir” hükmü düzenlenmiş olup, alacakların hangi para birimi üzerinden hesaplanacağı ve hüküm altına alınacağı noktasında, davacı tarafın iş yeri kayıtlarına göre ücreti Suudi Riyali olarak ödenmekte olup, Suudi Riyali ve Türk Lirası arasında tercih hakkına sahiptir. Ancak, alacağının ABD Doları üzerinden hesaplanması ve hükme bağlanması talebi yerinde değildir. Mahkemece bu yönün dikkate alınmaması da hatalıdır.
4- Taraflar arasındaki uyuşmazlık tazminat hesabına esas alınan giydirilmiş ücret konusundadır.
Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçidedir. Giydirilmiş ücretin tespitinde, 4857 sayılı Kanun"un 32. maddesinde sözü edilen asıl ücrete ek olarak işçiye sağlanan para veya para ile ölçülebilen menfaatler gözönünde tutulur. Buna göre ikramiye, devamlılık arz eden prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, kira, aydınlatma, servis yardımı, yemek yardımı ve benzeri ödemeler dikkate alınır.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde üç öğün yemek ve konaklamanın işverence karşılandığını iddia etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda üç öğün yemek ücreti günlük brüt 15,00 TL, yatacak yer, ısıtma, aydınlanma, temizlik ve barınma gibi ihtiyaçların ücreti de günlük brüt 6,67 TL olarak belirlenmiştir. Dosyada dinlenen davacı ve davalı tanığı yemek ve barınma ihtiyacı ile ilgili beyan vermedikleri gibi davacıyı da tanımadıklarını beyan etmişlerdir. Mahkemece, davacının yemek ve barınma ihtiyacının işverence karşılanıp karşılanmadığı hususu ile buna ilişkin ücretlere ilişkin bir araştırma yapılmadan eksik inceleme ile yemek ve barınma ihtiyaçlarının giydirilmiş ücret hesabına dahil edilmesi hatalıdır.
Yukarıda yazılı sebeplerden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.