20. Hukuk Dairesi 2015/14937 E. , 2017/3150 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine, Orman Yönetimi ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dileklerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 05.10.2009 tarihli dilekçesiyle, müvekkillerinin .... İlçesi, ... köyü, ... mevkiinde bulunan ve tapu kaydı kapsamında olan taşınmazın maliki olduklarını, ancak bu tapunun kadastro çalışmaları sırasında uygulanmadığını, ... Asliye Hukuk mahkemesinin 1996/220 – 1997/125 sayılı Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen kararıyla da taşınmazın müvekkillerinin tapulu arazisi olduğunun kabul edildiğini, ayrıca kadastro çalışmalarından önce bahse konu yerde kamulaştırma yapacak olan EPDK tarafından mülkiyet tespitinin yaptırıldığını ve bu yerin müvekkillerine ait olduğunun belirlendiğini iddia ederek, ada ve parsel sayısı belirtmeden dava konusu yerin tapusunun iptali ve müvekkilleri adlarına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Dosya arasında bulunan fen bilirkişisi ....’ın 20.07.2010 tarihli raporundan, dava konusu edilen taşınmazın krokide 161/A ile gösterilen 4377,02 m² yüzölçümündeki bölümünün ... Çayı yatağı içinde sular altında, aynı krokide 161/B ile gösterilen 5936,46 m² yüzölçümündeki bölümün ise, 161 ada 1 sayılı orman parseli içinde yer aldığı anlaşılmıştır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Dairenin 07/10/2013 tarih ve 2013/7223 E. – 8884 K. sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “...Mahkemece yapılan araştırma ve uygulama hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Alınan raporlar, çekişmeli taşınmazın öncesi ile şimdiki niteliğini ve hukuki durumunu belirlemeye yeterli ve kanaat verici değildir. Öncelikle, davacı gerçek kişilerin dayandıkları, Ekim 1962 tarih ve 42 sıra numaralı tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren (Eski Türkçe olması halinde Eski Türkçe kayıtlarının tercüme ettirilmesi veya Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Daire Başkanlığı"ndan istenerek) tüm gittileri ve varsa krokileri, dayanak tapu kaydının revizyon durumu sorularak, revizyon gömüş ise, revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel tutanak ve dayanakları, (.... mahallesi çalışma alanı kapsamında kalan dere ötesi komşular dahil) en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı ilgili yerlerden getirtildikten sonra, bu belgeler çekişmeli taşınmaza ve çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; zilyetlikle ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yer üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; dayanak tapu kaydı, 3402 sayılı Kanunun 20. maddesi gereğince zemine uygulanarak, zeminde tam ve kesin kapsamı belirlenmeli, sınırında orman olduğundan 20/C maddesi gereğince miktarı ile geçerli kapsamı belirlenmeli, miktar fazlasının sınırdaki ormandan açıldığı kabul edilmeli, sınırlarda adları okunan komşular çizilecek kroki üzerine kadastro tespit malikleri ile bağ kurularak yazılıp, keşfi izleme olanağı saptanmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırıldıktan sonra dayanılan tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uyduğu belirlendiği takdirde, eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarına göre tapu kaydının 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar kapsamında hukukî değerini yitirip yitirmediği araştırılmalı, jeolog bilirkişiden dava konusu edilen yerin aktif dere yatağı olup olmadığı veya kısmen aktif dere yatağı ise, aktif dere yatağı olan bölüm veya bölümlerini belirleyecek şekilde rapor alınmalı, aktif dere yataklarının tescile konu olamayacağı da gözetilip toplanan bütün deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir...” denilmektedir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazın fen bilirkişilerinin 30/03/2015 tarihli rapor ve krokide "1-B" harfi ile gösterilen 2956,98 m2"lik kısmının ifraz edilerek davacılar adına miras payları oranında tapuya tesciline, geriye kalan kısmın orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ..., davalı ... Yönetimi ve davalı Hazine tarafından (B) bölümü ile gösterilen yere yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastrodan önceki hukukî sebeplere dayanılan 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesindeki on yıllık hak düşürücü süre içinde açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli taşınmaz kısmen orman alanı içinde, kısmen orman alanı dışında bırakılmıştır.
1-Davalılar Orman Yönetimi ve belediyenin itirazlarının incelenmesinde; uzman bilirkişi raporlarından (B) harfi ile gösterilen taşınmazın eski tarihli memleket haritaları ve hava fotoğrafları üzerinde yapılan incelemede orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı Hazinenin temyiz itirazlarına gelince; bilirkişilerin raporları ve ekindeki krokilerde (B) harfi ile gösterilen bölümün eski tarihli memleket haritaları ve hava fotoğraflarına göre orman sayılmayan yerlerden olduğu ve davacıların dayandığı Ekim 1962 tarih ve 42 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığının belirlendiği, ancak bilirkişi raporlarında kısmen su altında kaldığı kısmen fındık bahçesi vasfında olduğu belirlendiği halde fen bilirkişisi tarafından bu bölümlerin ayrı ayrı gösterilip ifraz işleminin yapılmadığı, (B) harfi ile gösterilen taşınmazın tümü hakkında davacılar adına tescil hükmü kurulduğu, halbuki su altında kalan bölüm hakkında tescil kararı verilemeyeceği, mülkiyetin tespitine kararı verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: 1-Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle; davalılar Orman Yönetimi ve ... Belediye Başkanlığının temyiz itirazlarının REDDİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine,
2-Yukarıda 2. bentde açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 12/04/2017 günü oy birliği ile karar verildi.