13. Hukuk Dairesi 2014/10247 E. , 2015/403 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki ayıplı mal-tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı .... vekili Avukat ... ile davacı vekili Avukat ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 11.03.2010 tarihinde davalının ... Şubesinden ... marka araç satın aldığını, aracın teslim alındıktan kısa süre sonra kısa sürelerde 17 kez fren ve balata ve disklerin bedeli mukabilinde değiştirilmek zorunda kaldığını ve arızanın tespit edilemediğini nihayetinde 26.03.2012 tarihinde davalının İstinye şubesi servisine aracın teslim edildiğini, aracın 30 iş gününden fazla sürede onarımının yapılmadığını, bu nedenle seçimlik hakkını bedel iadesi yönünde kullanarak davalıya ihtar çekildiğini, aracın daha sonra 11.05.2012 günü teslim edildiğini ileri sürerek aracın sıfır kilometre anahtar teslim değerinin aracın alım tarihi olan 11.03.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline yine 2.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, yasal koşulların oluşmadığını, garanti süresi dolduktan sonra davanın açıldığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile dava konusu aracın davalıya iadesine ve davacının araç için ödemiş olduğu 282.541,35 TL’den araç davacı elinde iken meydana gelen hasarlar nedeni ile oluşan değer kaybı olan 2.000,00 TL’nin bu bedelden mahsubu ile 280.541,35 TL’nin aracın davalıya teslim tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, şartları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı eldeki dava ile davalıdan satın almış olduğu aracın ayıplı olduğunu, sık sık arıza yaptığını, en son servis işleminde ise azami tamir süresinin aşıldığını, Tüketici Yasasından kaynaklanan seçimlik hakkını bedel iadesi yönünde kullandığını ileri sürerek, aracın sıfır kilometre anahtar teslim değerinin
2014/10247-2015/403
aracın alım tarihi olan 11.03.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece aracın sık sık arızalandığı, arızaların üretim kaynaklı bulunduğu yine son servis işleminde azami tamir süresinin aşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmış ise de; İncelenen dosya kapsamına göre;
Mahkemece hükme esas olarak alınan azami tamir süresi kavramı, karar tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı TKHK kanunun 13/3 maddesinde ve bu madde kapsamında çıkartılan Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin 4/a maddesinde ifade edilmekte olup, anılan kanun ve yönetmelik hükümlerinde de ifade edildiği üzere, garanti süresinin dolmasından sonra meydana gelen arızalarda Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik hükümlerinin uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Davacının, davaya konu aracı 11.03.2010 tarihinde satın almış olup 2 yıllık garanti süresinin ise 11.03.2012 tarihinde dolmuş olduğu, buna göre 26.03.2012 tarihinde meydana gelen Turbochange ve Egzost sistemine ilişkin arızanın garanti süresinden sonra meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Yine mahkemece davaya konu aracın garanti süresi içinde sık sık arızalandığı, meydana gelen bu arızaların üretim kaynaklı olduğu ifade edilerek davanın kabulüne karar verildiği belirtilmiş ise de, yargılama esnasında aldırılan ve hükmü dayanak yapıldığı anlaşılan bilirkişi heyet raporu içeriğinde de ifade edildiği üzere, davaya konu araçta garanti süresi içinde meydana gelen fren, balata sistemine ilişkin arızaların üretimden değil kullanımdan kaynaklandığı, davacının bu arızalar nedeni ile seçimlik hakkını “tamir” yönünde kullandığı, hali hazırda aracın sorunsuz olarak kullanıldığı buna göre TKHK’da tanımlanan seçimlik hakların ileri sürülme şartlarının da somut olayda bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda belirtilen nedenlerle davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle hükmün davalı yararına bozulmasına, ikinci bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 19.164,00 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 16.1.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.