21. Hukuk Dairesi 2015/11623 E. , 2016/4535 K.
"İçtihat Metni"
Davacı-K.Davalı, maluliyet aylığının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptaline, kesildiği tarihten itibaren tekrar bağlanmasına, almış olduğu aylıklardan dolayı Kuruma borçlu olmadığının tespitine,
Davalı-K.Davacı Kurum ise yersiz olarak ödenen aylıkların tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, Davacı-K.Davalının davasının kabulüne , Davalı-K.Davacı Kurumun davasının reddine karar vermiştir.
Hükmün Davalı-K.davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının çalışma gücü kaybının en az %60 oranında olduğunun, 01/01/2013 tarihinden bu yana malullük şartlarını taşıdığının ve 01/01/2013 tarihinde kesilen malullük aylığının yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti ile kuruma borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Birleşen davada, davacı Kurum tarafından itirazın iptaline karar verilmesi talep edilmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davalı kurumca davacıya tebliğ edilen 22/03/2013 tarihli borç bildirim belgesine konu 1.313,14 TL, 02/05/2013 tarihli 592,57 TL, 16/04/2014 tarihli 1.902,50 TL"lik borçlardan davacının davalı kuruma karşı borçlu olmadığının tespitine, davacının maluliyet oranı dikkate alınarak, davalı kurumca 27/03/2013 tarihli ve 5.364.392 sayılı işlemle davacının aylığının kesilmesine ilişkin işlemin iptali ile davacıya 01/01/2013 tarihinden itibaren aylığının bağlanması gerektiğinin tespitine, birleşen Konya 3. İş Mahkemesi"nin E sayılı dosyası bakımından davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 16/08/2011 tarihli talebine göre davacıya 01/09/2011 tarihi itibariyle maluliyet aylığı bağlandığı, 12/11/2012 tarihli isimsiz ihbar dilekçesi ile davacının 21/11/2011 tarihinde böbrek nakli olduğunun belirtilerek maluliyet aylığının kesilmesinin talep edildiği, davacının hastaneye sevk edilerek 31/01/2013 tarihli sağlık kurulu raporunun alındığı, Kurum tarafından davacının çalışma gücünün % 60"ını kaybetmediğine karar verildiği için 01/01/2013 tarihi itibariyle maluliyet aylığının kesildiği, fazla ödenen aylıklar ve sağlık giderleri için borç bildirim belgelerinin düzenlendiği Yüksek Sağlık Kurulunun 24/04/2013 ve 10/01/2014 tarihli raporlarında davacının çalışma gücünün en az % 60"ını kaybetmediğinin, malul sayılamayacağının bildirildiği, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulunun 12/01/2015 tarihli raporunda, davacının çalışma gücünün en az %60(yüzdealtmış)"ını kaybetmiş olduğundan malul sayılması gerektiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa"nın 95. maddesidir. Anılan maddeye göre, "Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usul ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usulüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir.”
Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği"nin 55. maddesine göre sigortalının malullük durumunun Kurumca yetkilendirilen Sağlık sunucularının sağlık kurulunca usulüne uygun düzenlenecek raporların Kurum Sağlık Kurulunca incelenmesi sonucu Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinde belirlenen usul ve esaslara göre tespit edileceği, anılan yönetmeliğin 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c) Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulunca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kurulunca inceleneceği bildirilmiştir.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Somut olayda; Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu Raporu ile Adli Tıp Kurulu 3. İhtisas dairesinin raporu arasında çelişki bulunmaktadır. Bu çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor alınması ve davacının maluliyet aylığının kesildiği tarih olan 01/01/2013 tarihinde malul olup olmadığının ve bu maluliyetinin devam edip etmediğinin belirlenmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu Raporu ile Adli Tıp Kurulu 3. İhtisas dairesinin Raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi ve davacının maluliyet aylığının kesildiği tarih olan 01/01/2013 tarihinde malul olup olmadığının ve bu maluliyetinin devam edip etmediğinin tespiti için Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor alındıktan sonra bunun sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davanın kabulüne ve birleşen davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı/karşı davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.