14. Hukuk Dairesi 2015/16003 E. , 2017/6007 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.06.2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davalı ... yönünden davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne dair verilen 30.04.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 1355 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı ... yönünden davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü davalı ... temyiz etmiş olup, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan evin kendisine ait olduğunu ve taşınmazın satılmasını istemediğini beyan ederek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 165 maddesi gereğince bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
Somut olaya gelince; davalı ... taşınmaz üzerindeki muhdesatın kendisine ait olduğunu bildirdiğinden kendisine dava açmak üzere süre verilmesi, dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılan dava sonucunda bu hususun ispatlanması halinde bilirkişiden rapor alınarak taşınmazın toplam değerinin ne kadarının arza, ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle yukarıda belirtilen esaslara göre oranlama yapılıp hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 11.09.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.