19. Hukuk Dairesi 2014/18725 E. , 2015/2091 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Mahkemece davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen 03/11/2010 tarihli ilk hüküm taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 26/01/2012 tarihli kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan 2011/10196 E.- 2012/862 K. sayılı bozma ilamında; "...Mahkemece daha önceki bozma ilamına uyularak 25.02.2009 tarihinde bilirkişi kurulundan rapor alınmış olup, bu rapora taraf vekilleri tarafından itiraz edildiğinden mahkemece itirazlar yerinde görülerek yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınmasına karar verilmiştir. Alınan ikinci rapor ile ilk rapor arasında çelişki bulunmasına rağmen bu çelişki giderilmeden itiraza uğrayan ve mahkemece de itirazlar yerinde görülerek yeni bir rapor alınmasına karar verilen ilk rapora göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Mahkemece yapılacak iş tarafların iddia, savunma ve itirazlarını karşılayacak şekilde ve iki rapor arasındaki çelişkiyi giderecek biçimde yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınarak uygun sonuç dairesinde hüküm kurmaktan ibarettir...." denilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesi ile davacı banka tarafından davalı asıl borçlu şirkete 70.000-DEM tutarında taşıt kredisi kullandırıldığı, davacı banka tarafından 07/08/2013 tarihli yazı ekinde gönderilen listede 3.600-Euro tutarındaki ödemenin 14/07/2003 tarihinde yapıldığı, 24/04/2006 tarihli 5.109,66-TL tutarlı ödemenin fiili bir ödeme olmayıp 24/04/2006 tarihli 1651 nolu fişin iptali için 24/04/2006 tarihinde "serbest fiş girişi" ile yapılan farazi ödeme olduğu ve bu hususun 1673 nolu 5.109,66 -TL tutarlı fişin açıklama sütununda "1651 nolu fişin iptali" açıklamasından anlaşıldığı, davacı banka tarafından 07/08/2013 tarihli yazı ekinde bildirilen listedeki ödemelerin 10/11/2000 tarihli kredi sözleşmesinden kaynaklı borca istinaden yapıldığının tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporuyla anlaşılmış olduğu gerekçeleriyle, sübut bulmayan davanın reddine, şartları oluşmadığından davalı vekilinin tazminat talebinin de reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, 05.04.2013 tarihli beyanında, icra takibine konu borcun tahsilatla kapatıldığını ve davanın konusuz kaldığını belirtmiş olup, bu husus üzerinde durulup, ödemelerin takipten önce veya sonra olup olmadığının ve varılacak sonuca göre dava tarihindeki haklılık durumunun değerlendirilmemesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; Dairemizin 26/01/2012 tarihli son bozma ilamında "...alınan ikinci rapor ile ilk rapor arasında çelişki bulunmasına rağmen bu çelişki giderilmeden itiraza uğrayan ve mahkemece de itirazlar yerinde görülerek yeni bir rapor alınmasına karar verilen ilk rapora göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Mahkemece yapılacak iş tarafların iddia, savunma ve itirazlarını karşılayacak şekilde ve iki rapor arasındaki çelişkiyi giderecek biçimde yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınarak uygun sonuç dairesinde hüküm kurmaktan ibarettir...." denilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak, bozma doğrutusunda bilirkişiden rapor alınarak hüküm kurulmuş ise de, mahkemece tayin edilen bilirkişi bankacılık konusunda uzman olmayıp, banka kayıt ve defterlerini ayrıntılı şekilde incelemeksizin, bozmadan önce alınan bilirkişi raporlarına yapılan itirazları değerlendirmeksizin ve itiraz konusu bu raporları tartışmaksızın rapor düzenlemiş olup, sözkonusu rapor yetersiz ve hüküm kurmaya elverişli değildir.
Mahkemece bankacılık konusunda uzman bilirkişi ya da 3 kişilik bilirkişi heyeti aracılığıyla, banka kayıt ve defterleri yerinde incelenerek, bozmadan önce alınan bilirkişi raporları ve bu raporlara yapılan itirazlar hep birlikte değerlendirilmek ve özellikle ödeme iddiaları tarihleriyle saptanmak suretiyle, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca davalılardan ..., yargılama sırasında vefat etmiş olup, veraset ilamı dosyada bulunmadığından, tüm mirasçıların davaya dahil edilip edilmediğinin araştırılmaması da eksik inceleme olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.