Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5511
Karar No: 2019/10649
Karar Tarihi: 14.11.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/5511 Esas 2019/10649 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2017/5511 E.  ,  2019/10649 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 12.11.2019 Salı günü davacı vekili Av. ... geldi. Davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili; müvekkilinin davalı nezdinde sağlık sigortalı olduğunu, meydana gelen trafik kazasında sol dizinden yaralandığını ve müvekkiline ameliyatla protez takıldığını, protez ve tedavi bedelinin davalının sorumluluğunda olduğunu açıklayıp 40.913,40 TL tedavi giderinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacıda oluşan rahatsızlığın poliçe tanziminden önce var olduğunu, poliçe tanzimi sırasında bu hastalığını gizleyerek doğru beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, bozma ilamı, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; meydana gelen kaza ile davacının sol dizinde meydana gelen ağrı arasında illiyet bağının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, sağlık sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında ilk olarak 31.10.2008 tarihinde sağlık sigorta poliçesi düzenlendiğini, bu ilk poliçenin geçerlilik süresinin bitiş tarihi olan 31.10.2009 tarihinde davalı şirket temsilcisi tarafından telefon ile aranarak poliçenin yenilendiğini, her yıl bu şekilde telefon ile aranarak poliçelerin yenilendiğini, uzun yıllar düzenlenen poliçeler ve hasarsızlık sebebi ile davalı ... şirketince ömür boyu yenileme garantisi verildiğini,müvekkilinin 07.09.2012 tarihinde geçirdiği kaza nedeni ile özellikle sol dizinde darbeye bağlı ağrılar başladığını, ağrılar geçmeyince doktor tarafından bileteral gonartroz (kireçlenme) teşhisi konulduğunu ve ameliyat edilerek protez takıldığını, ameliyat gideri olan 40.913,40 TL"nin davalıdan tahsili istemi ile yapılan başvurunun davalı tarafça haksız olarak reddedildiğini, poliçenin ilk tanzim edildiği tarihte müvekkiline sağlık ile ilgili hiç bir soru yöneltilmediğinden beyansızlık söz konusu olmadığını, müvekkilinin ameliyat ile ilgili hiç bir kastı olmadığını, müvekkilinin yıllardır süren diz ağrılarını yaşa bağlı basit rahatsızlık olarak düşündüğünü, zira bu zamana kadar dizi ile ilgili konulmuş bir teşhis de olmadığını açıklayıp ameliyat giderinin tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili; yapılan araştırmada davcıdaki ağrının 10 yıldır mevcut olduğu bilgisine ulaşıldığını, rahatsızlığın poliçe başlangıç döneminden önce dayandığını, bu nedenle talebin teminat kapsamında bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuş, mahkemece; davacıda oluşan rahatsızlığın kaza ile ilgisi olmadığı, davaya konu rahatsızlığın poliçe tanziminden önce var olduğu, davacının poliçe tanziminden önce var olan hastalığına ilişkin tedavi giderinin teminat kapsamında kalmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Mahkemece alınan, ortopedi konusunda uzman bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi heyet raporunda; davacıda bulunan primer gonaartroz hastalığının sinsi başlangıç gösteren ve yıllar içinde kişinin dizlerinde ileri derece ağrı ve hareket kısıtlılığına neden olan bir hastalık olduğu, tıbbi evraklara göre davacıya tanının ilk olarak 01/04/2006 ve 14/04/2006 tarihlerinde çekilen diz MR"leri ile konulduğu ve davacıya 18/02/2013 tarihli sigorta tazminat formuna göre de sol diz total endo protez ameliyatı planlandığını, dosyada mevcut 07/09/2012 tarihli kaza tespit tutanağının sonrası davacıya ait herhangi bir diz yaralanmasına ait tıbbi muayene ve/veya tetkik formun dosyada mevcut olmadığı, primer gonartroz rahatsızlığının mevcut olduğu hastalarda geçirilmiş travmaların ağrıların artmasına ve semptomların şiddetlenmesine neden olabileceğinden bu nedenle kaza sonrası dizde meydana gelmiş olabilecek bir yaralanmayı değerlendirmenin mümkün olmayacağı belirtilmiştir.
    Dosya içeriğinden, davacının dizindeki rahatsızlık nedeni ile 01.04.2006 tarihinde hastaneye başvurduğu, yapılan tetkiklerin ardından davacının her iki dizinde dejeneratif değişiklikler ve gonartroz başlangıcı olarak nitelendirilebilecek bulguların mevcut olduğunun belirtildiği, poliçenin ise 31.10.2008 tarihinde düzenlendiği, davacının ise sol dizine protez ameliyatının 18.02.2013 tarihli form ile uygun görüldüğü, yapılan ameliyatın ardından 05.03.2013 tarihli fatura ile 40.913,40 TL"lik protez ameliyat giderinin davacı tarafça karşılandığı, davacı tarafından dizindeki rahatsızlığın sebebi olarak gösterilen trafik kazasının ise 07.09.2012 tarihinde meydana geldiği anlaşılmaktadır.
    Somut olayda uyuşmazlık, davaya konu tedavi giderine ilişkin rahatsızlığın poliçe tanzimi sırasında sigortacıya kasten bildirilip bildirilmediği noktasında toplanmaktadır.
    Poliçe tanzimi sırasında sigortalı, mevcut rahatsızlıklarını kasten gizler ve kasten gizlediği bu rahatsızlık nedeni ile tedavi görür ise talep teminat dışında olup davalının bir sorumluluğu bulunmayacaktır, ancak beyan yükümlülüğünün ihlal edilmesinde sigortalının bir kastının bulunmadığının anlaşılması durumlarda ise talebin teminat dışında kaldığını söylemek mümkün değildir. Bu kapsamda; heyet bilirkişi raporunda davacının rahatsızlığının 01.04.2006 tarihinde teşhis edildiğinin belirtilmesi, poliçe tanzim tarihinin 31.10.2008 olması ve ameliyat tarihinin 18.02.2013 yılı olması karşısında davacının poliçe tanziminden önce kendisinde var olan hastalığını poliçenin tanzimi sırasında bildirmemesinde kasıtlı davrandığı söylenemez. Davacının doğru beyan yükümlüğünü kasten ihlal ettiğinin kabul edilmesi için davacının poliçe tanziminden önce var olan diz rahatsızlığının tedavi giderlerinin karşılanması amacı ile poliçe tanzim ettirdiğinin ispatlanması gereklidir. Oysa davacının kendisinde var olan hastalığı kasten gizleyerek bu hastalığının tedavisi amacı ile sağlık sigorta poliçesi yaptırmış olsa idi poliçe tanziminden hemen sonraki tarihlerde, örneğin 2009 yılı içinde ameliyat olması beklenirdi. Oysa davacı, 2012 yılında geçirdiği kaza sonrasında dizindeki şikayetlerin artması nedeni ile 2013 yılında ameliyat olmuştur. Bu nedenle davacının sırf diz ameliyatı olmak için poliçe düzenlettirdiği ve kasıtlı olarak beyan yükümlülüğünü ihlal ettiği dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
    Özetle; poliçenin tanzimi sırasında beyan yükümlülüğünün kasten ihlal edilmesi durumunda davanın reddi gerekir ise de eldeki davada sigortalının hastalığını davalı ... şirketinden kasten sakladığı ispat edilmemiştir.
    Öte yandan, sigorta sözleşmeleri karşılıklı güven esasına dayanan ve beyana göre düzenlenen sözleşmeler olduğundan sağlık sigortası yapılması sırasında geçirilen veya teşhis edilen bir hastalık var ise bunun bildirilmesi iyi niyetin gereğidir.
    Buna göre; poliçe tanzimi sırasındaki beyan yükümlülüğünün kasten ihlal edilmemesi nedeni ile mahkemece davanın tümden reddi doğru olmayıp, T.T.K."nın 1290.maddesi ve 6102 sayılı T.T.K"nın 1435 ve devamı maddelerinde de düzenlendiği üzere; sigortalının kasıtlı olarak sağlık durumunu gizlemesi haricinde eğer sigortacının sorumluluğunu ağırlaştıran ve daha fazla prim almasını gerektiren bir halin varlığında teminatın indirilmesi gerekmektedir.
    Yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgulara göre; davacının bu hastalığının belirtilmesi halinde ödenmesi gereken prime göre proporsiyon hesabı yapılarak tazminat hesabının yapılması gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 14/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi