19. Hukuk Dairesi 2014/18475 E. , 2015/2089 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Mahkemece davanın kabulüne yönelik olarak verilen 22.02.2012 tarihli ilk hüküm davalının temyizi üzerine Dairemizin 27/05/2013 tarihli kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan 2013/6619 E. - 2013/9607 K. sayılı bozma ilamında "...Yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı kısa kararda "Bilirkişi raporu doğrultusunda davacının davasının kabulüne" denildiği halde, gerekçeli kararda "Davacının davasının kabulü ile .... itirazının iptaline, takibin 4.097,50 TL olan asıl alacak miktarı üzerinden devamına" denilmiştir. Böylece tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. Bu hal, HUMK.nun 381/2. (HMK m.298/2) maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 K sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir..." denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının, alacaklı olduğuna yönelik elinde yalnızca kendi düzenlemiş olduğu fatura bulunduğu, faturanın başlı başına ispat vasıtası olmadığı, davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu davacının davalıya satmış olduğu emtialarla ilgili olarak sevk irsaliyelerinde teslim alan imzası bulunmadığı ve fatura tebliğine dair belge de sunulmadığı, dosyada bulunan 09/06/2010 havale tarihli bilirkişi raporunda davalının yasal defterlerinde 20.12.2013 tarihi itibariyle borcu bulunmadığı ve davalının borcu ödediğine dair kaydın mevcut olduğunun belirtildiği, elinde fatura dışında yazılı bir belge olmayan davacının ispat yükü üzerinde olmasına rağmen alacaklı olduğunu ispatlar herhangi bir delil sunamadığı, davacı vekiline davalıya yemin teklif edip etmeyeceği hususundaki meşruhatlı davetiye tebliğ edilmesine rağmen davacı tarafça davalıya yemin teklif edilmediği ve davanın kanıtlanamadığı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yetkili icra dairesinde geçerli bir ilamsız icra takibine girişilmesi itirazın iptali davalarının koşullarından biridir.
Somut olayda borçlu aleyhine .... İcra Müdürlüğünde ilamsız icra takibine girişilmiş, borçlu tarafından yetkili icra dairesinin ... İcra Müdürlüğü olduğu gerekçesiyle hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz edilmiştir. Borçlunun itiraz dilekçesi alacaklı vekiline 29.06.2004 tarihinde tebliğ edilmiş, alacaklı vekili 20.10.2005 tarihli dilekçesiyle yetki itirazını kabul ettiklerini, bu nedenle dosyanın ... İcra Müdürlüğü"ne gönderilmesini talep ettiklerini bildirmiştir. Görüldüğü gibi, borçlunun itirazının alacaklı vekiline tebliği ile, alacaklı vekilinin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı kabul edip dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesi yönündeki talep dilekçesini verdiği tarih arasında 10 günden fazla süre bulunmaktadır.
Yukarıda belirtilen işlemlerin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"nın 193. maddesi hükmünün İİK"nın 50. maddesi yollamasıyla icra dairesinin yetkisine yönelik itirazlar bakımından da uygulanması gerekmektedir. Buna göre, alacaklı vekili yetki itirazının kendisine bildirildiği tarihten itibaren 10 gün içinde dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesi için talepte bulunması gerekir. Somut olayda bu süre geçirildikten sonra talepte bulunulduğundan artık ... İcra Müdürlüğü"nce önceki icra dairesinin takip dosyasının devamı niteliğinde takip işlemlerinin yapılması ve geçerli bir icra takibinden sözedilmesi mümkün değildir. Ortada yetkili icra dairesinde süresinde yenilenmiş bir icra takibi bulunmadığından ve bu nedenle re" sen gözetilmesi gereken dava koşulu gerçekleşmediğinden davanın usulden reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.