11. Hukuk Dairesi 2019/2088 E. , 2020/303 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ SIFATIYLA)
Taraflar arasında görülen davada Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 22/11/2018 tarih ve 2018/376-2018/500 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 30 yıldan beri Adana"da et ve et ürünleri sektöründe "AYAZ" markası ile faaliyet gösterdiğini, meşhur ve maruf hale getirdiği "AYAZ" markasını marka olarak tescil ettirdiğini, 2004/09872 sayılı markasının 29. ve 31. sınıflarda tescilli olduğunu, ayrıca 35. sınıfta 2011/107775 sayılı markasının bulunduğunu, "AYAZ" markasının önceye dayalı kullanımı ve gerçek hak sahipliğinin müvekkiline ait olduğunu, bu ibareyi meşhur ve maruf hale getirmesinden sonra davalının markayı kullanmaya başladığını, davalı adına 2013/52025 nolu "AYAZLAR" ibaresinin tescil edildiğini, tarafların aynı sektörde il sınırları içerisinde aynı müşteri çevresine hitap ettiklerini, "AYAZ" ile "AYAZLAR" adları arasında ayırt edilemeyecek kadar benzerlik olduğunu ileri sürerek müvekkilinin tescilli "AYAZ" markasına yapılan tecavüzün tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, davalıya ait 2013/52025 kodlu "AYAZLAR" isimli markanın iptal ve hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, hüküm özetinin ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin "AYAZLAR" ibaresini 1985 yılından beri marka olarak aralıksız, yoğun bir şekilde kullanan hak sahibi olduğunu, davacının bu kullanımdan haberdar olduğunu, önceki yıllarda tarafların Ayazlar Kasabı adıyla ortak olarak ticari faaliyette bulunduklarını, aynı odaya kayıtlı olarak faaliyet gösteren tarafların aynı zamanda akraba olduğunu, müvekkilinin faaliyetini 30 sene görmezden geldiğini, sessiz kalması nedeniyle hak kaybına uğradığının açık olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davalıya ait 2013/5225 sicil numaralı "Ayazlar" isimli markanın davacı markası ile iltibas oluşturduğu, bu durumda davalı markasının hükümsüzlük koşullarının var sayıldığı, davacı tarafın eldeki davayı açması ile birlikte sessiz kalma eyleminin son bulmuş sayılacağı, davanın da yasal 5 yıllık süre içinde açıldığı gerekçesiyle, davacının, kendisine ait 2004/09872 ve 2011/107775 sayılı tescilli "Ayaz" markasına yapılan tecavüzün tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine dair talebin mahkemece 2014/255 esas, 2015/477 karar sayılı ve 19.11.2015 tarihli kararı Yargıtay denetiminden geçerek bozma kapsamı dışında kaldığından ve kesinleştiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacının hükümsüzlük talebi yönünden davasının kabulü ile davalı ..."a ait 2013/5225 sicil numaralı "Ayazlar" isimli markanın tamamıyla hükümsüzlüğüne ve bu markanın sicilden terkinine, kararın hüküm fıkrasının, tirajı yüksek olan ve ulusal çapta yayım yapan beş gazeteden sadece birinde masrafı davalıya ait olmak üzere ilanına karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, markaya tecavüzün tespiti ve önlenmesi ile markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda açıklandığı üzere Dairemizin bozma ilamına uyularak, hükümsüzlük talebi yönünden; davalının ""AYAZLAR"" isimli markasının davacının ""AYAZ"" ibareli markası ile iltibas oluşturduğu ve hükümsüzlük koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davalının markasının hükümsüzlüğüne, markaya tecavüzün tespiti ve önlenmesine yönelik yerel mahkeme kararının Dairemizin 22.11.2017 tarih 2016/4103 Esas 2017/6468 Karar sayılı ilamı ile bozma kapsamı dışında bırakılarak kesinleştiğinden bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de, Dairemizin bozma ilamı incelendiğinde davacının markasına yapılan tecavüzün tespiti ve önlenmesine yönelik talep yönünden onama kararı bulunmadığı, davacı tarafın markanın hükümsüzlüğüne yönelik temyiz dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar verildiği ve bu itibarla tecavüzün tespiti ve önlenmesi yönünde kesinleşmiş bir karar bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının markasına tecavüzün tespiti ve önlenmesine yönelik talebi hakkında da değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis etmesi doğru olmamış kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı yan vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı yan vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 13/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.