22. Hukuk Dairesi 2015/30428 E. , 2018/7732 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili davacının davalı işverenin yurtdışı şantiyelerinde 20/07/2012 tarihinde asfalt plent formeni olarak çalışmaya başladığını ve çalışması sırasında şantiyede plent dışındaki acil işlere de müdahale ettiğini, işe başladıktan sonra ilk kez 30/01/2013 tarihinde ücretli izinini kullanması için ... "ye gönderildiğini, fakat 15 gün dolmadan davalı firmanın personel şefi tarafından aranarak geri dönüşünün iptal edildiğini bildirildiğini, haksız yere sonlandırılan iş akdi dolayısıyla davacıya ödenmeyen ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacı işçinin herhangi, bir alacağı bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2.Taraflar arasında uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Aktin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.
Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır.
Somut olayda, davacının davalı işverenin yurtdışı şantiyesinde 6 ay 10 gün süre ile çalıştığı sabittir. Mahkemece tarafların iş sözleşmesinde 6 ayda 15 gün yıllık izin yapılacağına dair madde bulunduğu gerekçesiyle 6 aylık kıdemi dolduran davacınn 15 günlük izin hakkı bulunduğu kabul edilmiş ise de, dosya kapsamında yer alan 16.01.2013 tarihli taahhütnamenin değerlendirilmemesi hatalı olmuştur. Zira davacının imzasını taşıyan ilgili taahhütname uyarınca, henüz bir yıllık hizmet süresi dolmadan 15 günlük ücretli izin kullanma talebinde bulunan davacı, herhangi bir sebeple bir yıllık kıdem süresi dolmadan iş sözleşmesinin sona ermesi halinde ilgili ücret ve uçak bilet bedellerinin alacaklarından mahsubuna muvafakat etmiştir. Dolayısıyla söz konusu taahhütname uyarınca ücretli izin hakkının yasada belirlendiği üzere bir yıl kıdem süresine bağlı olduğu sabittir. Ayrıca mahkeme gerekçesinde taraflar arasındaki iş sözleşmesinin bu konuya ilişkin düzenlemesine atıfta bulunulmuş ise de, 20.07.2012 tarihli yurt dışı hizmet akdinin "Yıllık Ücretli İzin" başlıklı 10. maddesi ile diğer ilgili maddelerinde mahkeme gerekçesinde belirtildiği şekilde bir düzenleme yer almamakta; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanıklarının beyanları doğrultusunda 6 ayda bir izin hakkı bulunduğunun kabul edildiği anlaşılmaktadır. Bu sebeple 16.01.2013 tarihli taahhütname doğrultusunda bir yıllık kıdem süresini doldurmayan davacının yıllık ücretli izin talebinin reddine karar vermek gerekirken, yanlış değerlendirme ile talebin kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.