6. Ceza Dairesi 2014/6912 E. , 2015/305 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ :Yağma, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak ve yardım etmek, görevi kötüye kullanmak, 6136 sayılı Yasaya muhalefet, rüşvet almak ve vermek, suç üstlenme, kumar oynatmak için yer ve imkan sağlama, sahtecilik, dolandırıcılık, tehdit, Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme
Yerel Mahkemece verilen hüküm bir kısım sanıklar savunmanları tarafından duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Haklarında üzerlerine atılı suçlardan dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanıklar ... ve ... hakkında yapılan itiraz üzerine yetkili ve görevli ... Ağır Ceza Mahkemesinin 21.02.2014 tarih ve 2014/26 Değişik İş sayılı kararı ile bu konuda kesin olarak karar verildiğinden, adı geçen sanıklar ve karara konu suçlar dışında yapılan temyiz incelemesinde;
Üye ...., 6526 sayılı Kanunla Terörle Mücadele Kanununa eklenen geçici 14/4.maddesinin son cümlesinin, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Milletlerarası antlaşmalara aykırı olduğu, bu nedenle iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması görüşü, oyçokluğu ile reddedildikten sonra yapılan görüşmelerde;
Yasal süre içinde temyiz başvurusunda bulunmayan sanıklar ... ve ... savunmanının bu konudaki isteğinin, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollaması ile 1412 sayılı CMUK.nın 317. maddesi gereğince; cezanın türü ve süresine göre de, sanıklar .., savunmanlarının duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi yollaması ile 1412 sayılı CMUK.nın 318. (5271 sayılı CMK 299) maddesi uyarınca REDDİNE,
1-Sanıklar ...ve ...’nun gözaltında veya tutuklu kaldığı tarih ve süre ile halen tutuklu olup olmadıklarının hükmün başında yazılmayarak CMK’nın 232/2-d maddesine aykırı davranılması,
2-CMK’nın 196/2. maddesine aykırı olarak sanık ...’un savunmasının talimat yolu ile alınması ve usulüne uygun olarak Mahkemece yeniden sorgusunun yapılmaması,
3- Yüklenen suçun gerektirdiği cezaların alt ve üst sınırları bakımından sanık ... yönünden sorgusu ve hükmün tefhiminde savunmanı bulundurulmaksızın karar verilmek suretiyle, 5271 sayılı CMK.nın 150/3, 151/1, 188/1, 289/3-e maddelerine aykırı davranılması suretiyle, savunma hakkının kısıtlanması,
4-Dosya içerisinde bulunan nüfus kayıt örneğine göre, sanık ...’nın hükümden önce 07.08.2013 tarihinde öldüğü anlaşılmasına rağmen, hakkında düşme kararı yerine yazılı biçimde karar verilmesi,
5-UYAP döküman sisteminde de bulunamayan gerekçeli kararın 355. sayfasının dosya içerisinde bulunmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... savunmanları, sanıklar ... ve savunmanları, sanıklar... ve.., katılan ... vekili ile O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenlerle isteme kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 15/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
KARŞI OY:
6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 75. maddesi ile değiştirilen 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. maddesi ile kurulan bölge ağır ceza mahkemeleri, 6 Mart 2014 tarihli, mükerrer 28933 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe
giren 6526 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 1. maddesi ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununa eklenen geçici 14/1. maddesi gereğince kaldırılmışsa da; anılan maddenin 4. fıkrasına, “Bu mahkemelerce verilip Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında veya Yargıtayın dairelerinde bulunan dosyaların incelenmesine devam olunur.” hükmü konulmuştur. Sözü geçen bu hüküm, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırıdır. Şöyle ki;
1-Bölge ağır ceza mahkemeleri, “Adil Yargılanma Hakkı” ve “Yargı Birliği”ni sağlamak amacıyla kaldırılmıştır. Bu husus, anılan Kanunun genel gerekçesi ile sözü geçen madde gerekçesinde belirtilmiş; tüm ağır ceza mahkemelerinin aynı usul kurallarına tâbi olması amaçlanarak, adil yargılanma hakkı için gerekli olan özel soruşturma ve kovuşturma usullerine son verilmesi amaçlanmıştır.
Ancak, 6526 sayılı Kanunla, Terörle Mücadele Kanunu’na eklenen geçici 14. maddesinin 4. fıkrasının son cümlesinde özel-genel mahkeme ayrımı sürdürülmekle; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10; “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36; “Kanuni hâkim güvencesi” başlıklı 37 ve “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38. maddeleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin adil yargılanma hakkına ilişkin 6. maddesine aykırı bir düzenleme yapılmış ve yargı birliği ilkesi ihlal edilmiştir.
2-Mahkemeler, bütün işlemlerinde, Anayasa’nın 10. maddesinde yer alan “Kanun önünde eşitlik” ilkesine uygun hareket etmek zorundadır. 6526 sayılı Kanunla kanıt toplama yöntemleri değişmiş; yargılama hukuku, hukuka uygun ve güvenilir hâle getirilmiştir. Önceden, Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. maddesi kapsamında kalan soruşturma ve kovuşturmalarda, şüpheli ve sanıklar yönünden mevcut kısıtlayıcı hükümler kaldırılmakla, kişilerin hukuki güvenlik hakları ile yargılama eşitliği sağlanmıştır.
3-Keza bu cümle, Anayasa’nın 36. maddesinde yer alan, “Hak arama hürriyeti ile herkesin yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu”; 37. maddesindeki, “Hiç kimse kanunen tabi
olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamayacağı” ve 38. maddesinde yer alan, “Kanuna aykırı olan elde edilmiş bulguların, delil olarak kabul edilemeyeceği” hükümlerine de aykırılık teşkil etmektedir.
4-Çağdaş anayasaların temel kurallarından birisi de kanun koyucunun abesle iştigal etmeyeceği kuralıdır. Kanun koyucu, Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. maddesi ile görevli mahkemeleri kaldırmakla, bu mahkemelerin, normal ağır ceza mahkemelerine göre daha güvencesiz olduğunu kabul etmiştir.
5-Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. maddesi ile görevli mahkemelerin kaldırılarak diğer ağır ceza mahkemelerine gönderilen davaların sanıklarıyla, kararları Yargıtay’da temyiz incelemesinde bulunan dosyaların sanıkları arasında fark yaratılması da Anayasa’nın 10. maddesinde yazılı eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmuştur.
6-Anayasa’nın 90/son maddesinde yer alan “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır” kuralı gereği olarak da; yapılan düzenleme, AİHS’nin adil yargılanma hakkına ilişkin 6. maddesine aykırı olduğundan iptali gerekmektedir.
Özetle, 5526 sayılı Kanunun 1. maddesi ile Terörle Mücadele Kanununa eklenen geçici 14. maddenin 4. fıkrasının son cümlesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na ve Ülkemizin kabul ettiği milletlerarası antlaşmalara aykırı olduğundan, 152. madde uyarınca Anayasa Mahkemesine başvurulması ve verilecek karar sonucuna kadar temyiz incelemesinin geri bırakılması görüşündeyim.