11. Ceza Dairesi 2016/4625 E. , 2017/2284 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet
HÜKÜM : 2004 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçundan: Düşme 2005, 2006 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçundan: Mahkumiyet 2007 yılında sahte fatura düzenlemek suçundan: Beraat
1-Sanıklar hakkında "2004 takvim yılında sahte fatura düzenlemek" suçundan verilen düşme kararları ile "2007 takvim yılında sahte fatura düzenlemek" suçundan verilen beraat kararlarına karşı katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu‘nun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu‘nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun‘un 9. maddeleri hükmü uyarınca; sanıklara yüklenen “2004 takvim yılında sahte fatura düzenlemek” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının suç tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiğinden kamu davasının vaki zamanaşımı nedeniyle düşürüldüğü gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, sanıklara yüklenen "2007 takvim yılında sahte fatura düzenlemek" suçunun sanıklar tarafından işlendiği sabit olmadığından CMK"nın 223/2-e madde ve bendi uyarınca beraatleri gerektiği mahkemece dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
2- Sanıklar hakkında "2005 ve 2006 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek" suçundan verilen mahkûmiyet kararına karşı sanık ... ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a) Sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanununun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında, dosya içine faturaların konulmadığı görülmekle; suça konu yıllara ait fatura ayrıntılarının vergi dairesinden sorularak her takvim yılı için kanaat oluşturacak sayıda fatura aslı ya da onaylı suretinin temin edilip dosya arasına konulmasından sonra, yasada öngörülen zorunlu bilgileri içerip içermediği incelenerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi,
b- Sanık ..."ın 2001 yılının sonlarına doğru yurtdışına gittiğini, diğer ortağı olan sanık ..."a vekaletname verdiğini savunması ve temyiz dilekçesine eklediği 18/01/2013 tarihli yazıdan 04/05/2002-02/10/2010 tarihleri arasında yurtdışında bulunduğunun anlaşılması karşısında; bu durumun araştırılarak sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
c- Kabule göre de;
aa- 2005 ve 2006 takvim yıllarında birden fazla fatura düzenlediği kabul edilen sanıklar hakkında TCK"nın 43/1. maddesindeki zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
bb- 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanıkların sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.03.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.