Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/30429
Karar No: 2018/7725
Karar Tarihi: 26.03.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/30429 Esas 2018/7725 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2015/30429 E.  ,  2018/7725 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : İTİRAZIN İPTALİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkili davacının davalı işyerinde 01/09/2005-09/09/2011 tarihleri arasında üretim müdür muavini olarak çalıştığını, iş akdinin haksız ve bildirimsiz olarak şifahen feshedildiğini, davacıya 34.000,00 TL lik bakiye prim alacağının Eylül ayında ödenmesi gerekirken ödenmediği gibi, kıdem ve ihbar tazminatlarının da eksik ödendiğini, iş akdinin feshinden sonra ... 59. Noterliğinden 07/12/2011 tarihinde davalı işverene 40278 yevmiye numaralı ihtarname çekerek bakiye prim ödemeleri ile bankaya yatan 1.600,00 TL maaş üzerinden hesaplanan kıdem ve ihbar tazminatlarının eksik ödendiğini, 4.000,00 TL maaşın brütü üzerinden yeniden hesaplama yapılarak bakiyesinin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde kendisine ödenmesinin istendiğini, ancak ihtara rağmen ödeme yapılmadığını, alacakların ödenmesi için ... 20. İcra Müdürlüğünün 2012/34 takip sayılı icra dosyası ile 03/01/2012 tarihinde davalı borçlu aleyhine ilamsız takip yapıldığını, borçlu davalı 09/01/2012 tarihinde böyle bir borcu bulunmadığını, kıdem, ihbar dahil tüm tazminatlarının alacaklıya ödendiği gerekçesiyle itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu beyanla, itirazın iptaline ve %20"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının 14/02/2007-19/09/2011 tarihleri arasında ... bölümü üretim şefi olarak çalıştığını, son ücretinin brüt 2.000,00 TL olduğunu, iş akdi sona ererken hak etmiş olduğu kıdem ve ihbar tazminatının eksiksiz olarak ödendiğini, işyerinde prim uygulamasının bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmutur.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davacı tarafça başlatılan ... 20. İcra Müdürlüğünün 2012/34 esas nolu icra dosyasındaki davalı borçlunun itirazının kısmen iptali ile, icra takibine 11.391,23 TL asıl alacak ve 242,39 TL faiz alacağı üzerinden devamına, itirazın kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar süresi içerisinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasında davacı işçinin çalıştığı pozisyon ve işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu"nda 32. Maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
    Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.
    İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunun 323. maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
    Çalışma belgesinde yer alan bilgilerin gerçek dışı olmasının da yaptırıma bağlanmış olması, belgenin ispat gücünü arttıran bir durumdur. Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçidedir. Ancak bu noktada, 4857 sayılı Kanunun 8. ve 37. maddelerinin, bu konuda işveren açısından bazı yükümlülükler getirdiği de göz ardı edilmemelidir. Bahsi geçen kurallar, iş sözleşmesinin taraflarının ispat yükümlülüğüne yardımcı olduğu gibi, çalışma yaşamındaki kayıt dışılığı önlenmesi amacına da hizmet etmektedir. Bu yönde belgenin verilmiş olması ispat açısından işveren lehine olmakla birlikte, belgenin düzenlenerek işçiye verilmemiş oluşu, işçinin ücret, sigorta pirimi, çalışma koşullan ve benzeri konularda yasal güvencelerini zedeleyebilecek durumdadır. Çalışma belgesi ile ücret hesap pusulasının düzenlenerek işçiye verilmesi, iş yargısını ağırlıklı olarak meşgul eden, işe giriş tarihi, ücret, ücretin ekleri ve çalışma koşullarının belirlenmesi bakımından da önemli kolaylıklar sağlayacaktır. Bu bakımdan ücretin ispatı noktasında delillerin değerlendirilmesi sırasında, işverence bu konuda belge düzenlenmiş olup olmamasının da araştırılması gerekir.
    Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
    Somut olayda, davacı ürün müdür muavini olarak aylık net 4.000,00 TL ücret ile çalıştığını, proje bazında yapılan işlerden prim de aldığını, ücretin 1.600,00 TL"sinin banka aracılığıyla geri kalanın elden ödendiğini iddia etmiş olup, davalı davacının son ücretinin brüt 2.000,00 TL olduğunu savunmuş ise de mahkemece davacının üretim müdür muavini olarak çalıştığı kabul edilerek iddiası doğrultusunda aylık ücretin net 4.000,00 TL olduğu kabul edilmek suretiyle hesaplama yapılmıştır. İşyerinde prim uygulaması bulunmadığı ortak tanık beyanları ile de sabittir. Ancak tarafların aylık ücretin miktarı konusunda bildirdiği rakamlar arasında büyük farklılık bulunmaktadır. Mahkemece davacı vekili tarafından belirtilen ... sendikasına emsal ücret araştırması amacıyla müzekkere yazılmış ise de, yapılan araştırma yeterli değildir. Ayrıca ortak tanık ... davacının ... bölümü şefi olduğunu beyan etmiştir. Dolayısıyla davacı üretim müdür muavini olarak çalıştığını da ispat edememiştir. Bu sebeple davacının ... bölüm şefi olarak çalıştığı kabul edilerek, ilke kararlarında belirtilen kurumlardan ve meslek odalarından emsal ücret araştırması yapılıp, ... İstatistik Kurumunun resmi internet sitesindeki “kazanç bilgisi sorgulama” kısmından da faydalanılarak emsal ücret araştırması sonucunda elde edilen verilerle birlikte, anılan Kurumun resmi internet sitesindeki bilgiler de dikkate alınmak suretiyle davacının ücreti belirlenip işçilik alacaklarının bu ücrete göre hesaplanması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi