3. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/18082 Karar No: 2015/20679 Karar Tarihi: 21.12.2015
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/18082 Esas 2015/20679 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2015/18082 E. , 2015/20679 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı dilekçesinde; davalı ile arasında görülen boşanma davasında velayeti kendisine verilen müşterek çocuk Şilan Yüksel için hükmedilen iştirak nafakasının yetersiz hale geldiğini, ayrıca boşanmadan sonra doğan müşterek çocuk Döne Irmak için nafakaya hükmedilmediğini ileri sürerek; müşterek çocuk Şilan Yüksel lehine hükmedilmiş olan iştirak nafakasının 300 TL ye yükseltilmesini, müşterek çocuk Döne Irmak için ise aylık 300 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk Şilan Yüksel lehine hükmedilmiş olan iştirak nafakasının 275 TL"ye yükseltilmesine ve kararın kesinleştiği tarihten itibaren o yıl açıklanan ÜFE aylık oranlarının 12 aylık ortalaması oranında nafakanın arttırılmasına, müşterek çocuk Döne Irmak yönünden ise davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir. Mahkemece tefhim edilen kısa kararda, müşterek çocuk Şilan Yüksel lehine hükmedilmiş olan iştirak nafakasının 275 TL"ye yükseltilmesine karar verilmekle yetinildiği halde, sonradan yazılan gerekçeli kararda iştirak nafakasının 275 TL"ye yükseltilmesine ve nafakanın ÜFE ortalamasına göre artırılmasına karar verilmiştir. Buna göre, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığı anlaşılmaktadır. Şu durumda, 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas ve 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsendiği gibi, mahkemece kısa karar ile bağlı kalınmaksızın, ancak kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişki giderilecek şekilde vicdani kanaate göre yeniden bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, bu nedenlerle yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve bozma nedenine göre davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine mahal olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.