
Esas No: 2016/2945
Karar No: 2018/7137
Karar Tarihi: 28.11.2018
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/2945 Esas 2018/7137 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
... sonucu ... Mahallesi çalışma alanında bulunan temyiz konusu 194 ada 181 parsel sayılı 293.54 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... ve ... satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 24.12.2014 havale tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün tapu kaydının iptali ile davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kadastrodan önceki nedenlere dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece; çekişmeli taşınmazın 24.12.2014 havale tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 17.08 metrekarelik bölümünün davacıya ait olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yetersizdir. Davacı, ... sırasında adına tespit ve tescil edilen 194 ada 35 parsel sayılı taşınmazı 1979 yılında babasından senetle satın aldığını, satın aldığı taşınmazın yüzölçümünün 1.800,00 metrekare olmasına rağmen, adına kayıtlı 194 ada 35 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün 1.526,00 metrekare olduğunu, satın aldığı taşınmaza dahil olan bir bölümün davalıya ait parsel içinde ölçüldüğü iddiası ile dava açmıştır. Davacının dayandığı 1979 tarihli senet, davacı ile babası arasında tanzim edilmiş olup davalıyı bağlayıcı bir yönü bulunmamaktadır. Öte yandan; çekişmeli taşınmaz, kadastrodan önce tapulu olan bir yer değildir. Davacı da tapu kaydına dayanmadığına göre ihtilafın zilyetlik hükümlerine göre çözülmesi gerekir. Yapılan keşiflerde, temyiz konusu (A) harfi ile gösterilen bölümde kimin zilyet olduğu hususunda alınan beyanlar çelişkili ve yetersizdir. Çelişkili ve yetersiz beyanlara dayalı olarak karar verilemez. O halde; çekişmeli taşınmaz başında mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişisi hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalı, davacı ve davalı taşınmazları arasındaki sınırın ne şekilde olduğu, kadim ve belirgin bir sınır bulunup bulunmadığı, temyize konu (A) harfi ile gösterilen bölümün kimin parseline dahil olduğu, kim tarafından ne zamandan beri ne şekilde kullanıldığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında doğabilecek çelişkiler yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı, fen bilirkişisinden keşfi takibe ve denetime elverişli rapor alınmalı, delillerin çelişki arz etmesi ve bu çelişkinin giderilememesi halinde hangi delile neden üstünlük tanındığı gerekçede tartışılarak ve tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı ...’ın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine,
28.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.