1. Hukuk Dairesi 2019/4516 E. , 2021/2395 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece Leyla yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davacılar yönünden aktif husumet eksikliği nedeniyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar (... hariç) vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, yolsuz tescil ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.
Davacılar, davalı ...’ın mirasbırakanları ... ve ..."in müşterek çocuğu olarak nüfus kayıtlarında göründüğünü, davalının gerçekte ... ve ..." in çocukları olan ...ve eşi ..."nin çocuğu olduğunu, davalının ...’in mirasçısı olmadığı halde anılanın mirasından pay aldığını, davalının ayrıca mirasbırakan ..."e mirasbırakan ..."den intikal eden taşınmazları muvazaalı olarak kendi üzerine devir ettirdiğini, davalının mirasbırakanlardan intikal eden 44 parça taşınmazda haksız bir şekilde hak sahibi olduğunu, davalının bir kısım taşınmazları üçüncü kişilere devir ettiğini ileri sürerek davalı adına kayıtlı olan taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakanlar adına tesciline, üçüncü kişilere temlik edilen taşınmazların da değerlerinin tespiti ile miras payları oranında kendilerine ödenmesine karar verilmesini istemişler, aşamada davacılar vekili tapu iptali ve tescili taleplerini miras paylarına hasretmiş, davacı ... ise davayı açan avukatı vekil tayin etmediğini, böyle bir davanın açılmasını istemediğini ileri sürerek hakkında açılan davanın açılmamış sayılmasına, bunun mümkün olmaması halinde davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, Leyla yönünden davanın feragat nedeniyle, diğer davacılar yönünden aktif husumet eksikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’in 02.06.1989, ...’in ise 01.02.1995 tarihinde öldüğü, davalı ...’ın nüfusta annesi ..., babası ... iken Iğdır 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/426 esaslı ve 2015/382 karar sayılı ilamı ile ...’ın mevcut nüfus kaydının iptali ile ...ve ...’nin müşterek çocukları olarak nüfusa kaydedilmesine karar verildiği, anılan kararın temyizi üzerine Yargıtay 8. hukuk Dairesi tarafından onandığı, karar düzeltme başvurusu talebinin de 23.10.2018 tarihinde reddine karar verilmesi ile hükmün kesinleştiği, eldeki davanın ise 12.01.2012 tarihinde açıldığı, davacılar vekilinin 25.12.2013 tarihli celsede ise taleplerini davacıların paylarına hasrettiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, yolsuz tescil iddiasıyla üçüncü kişiler aleyhinde açılan tapu iptali ve tescil davalarında, terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekmektedir (TMK"nın 640. maddesi). Başka bir ifadeyle, bir mirasçı tarafından mirasçı olmayan kişiye karşı yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı olarak miras payı oranında açılan tapu iptali ve tescil davasının dinlenme olanağı yoktur. Böylesi bir durumda terekeye temsilci tayin edilerek yargılamaya devam edilmesi de pay oranında açılan davanın dinlenmesini olanaklı hale getirmez.
Ne var ki, mirasçılar arasında paylı mülkiyet hükümleri geçerli olduğundan, bir mirasçının diğer bir mirasçı aleyhine açtığı davalarda bu kuralın uygulama yeri bulunmadığı kuşkusuzdur.
Öte yandan, davada mirasbırakan ... açısından ileri sürülen istek muris muvazaasına dayalı olup 01.04.1974 tarih ½ sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca her mirasçı iştirakin sağlanması koşuluyla tereke adına dava açabileceği gibi kendi miras payına hasren de dava açabilir. Mirasbırakanın mirasçısından mal kaçırma amacıyla yaptığı temliki işlemler bakımından mirasbırakanın iradesi ile mirasçıların yararının çatıştığı kuşkusuzdur. Bunun sonucu olarak da, her bir mirasçının kendi hakkı yönünden üçüncü kişi sıfatıyla miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteğinde bulunabilmesine olanak tanınmıştır.
Ayrıca belirtmek gerekir ki; her dava, dava tarihindeki duruma göre değerlendirilir ve sonuçlandırılır.
Somut olayda, Iğdır 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/426 esas sayılı davasında verilen kararın 23.10.2018 tarihinde kesinleşmesi ile davalının mirasbırakan ... ve ...’in mirasçısı olmadığının ortaya çıktığı, dava açıldığı tarihte davalının kayden mirasçı olduğu, bu nedenle mirasçılar arasında payları oranında tapu iptali ve tescili talebinin mümkün olduğu, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davanın da payı oranında açılabileceği dikkate alınarak davanın esasının değerlendirilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı talebin eldeki davanın açıldığı tarihteki duruma göre değerlendirilmesi gerektiği ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı talebin de üçüncü kişilere karşı dahi miras payı oranında ileri sürülebileceği gözetilerek davanın esası incelenip hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Leyla dışındaki davacıların, değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nin 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.