20. Hukuk Dairesi 2017/844 E. , 2017/3124 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapudaki niteliğine aykırı kullanım ve ortak alanlara projesine aykırı yapılan müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirme ile tahliye davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 21/10/2015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, tayin olunan 11/04/2017 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalılar ... ve arkadaşları vekili Av.... ile davalı (... Ayakkabıcılık) ... A.Ş. vekili Av.... geldi, diğer taraftan davacı ... vekili Av.... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı kat maliklerinin 1, 2, 3, 4 ve 5 nolu bağımsız bölümlerin tapuda mesken olarak kayıtlı olmasına rağmen iş yeri olarak kullanıldığı, mimari projeye aykırı olarak ana taşınmazın bağımsız bölümleri ile depoların ara duvarlarını kaldırıp, ortak alanlarda dahil olacak şekilde mağaza olarak diğer davalı şirkete kiraya verdiklerini, davalılar tarafından yapılan müdahalenin önlenmesini ve eski hale getirilmesini, kiracı şirketin tahliyesini istemiş, mahkemece ... kata yapılan müdahalenin önlenmesine, 1, 2, 3, 4 ve 5 nolu bağımsız bölümlerin yönetim planına uygun eski hale iadesine, tahliye talebinin reddine karar verilmiştir.
1)634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 19. maddesinin ikinci fıkrasında, kat maliklerinden biri bütün kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızası olmadıkça ana taşınmazın ortak yerlerinde ve kat malikinin kendi bağımsız bölümünde anayapıya zarar verecek nitelikte onarım, tesis ve değişiklik yaptıramayacağı, tavan, taban veya duvar ile birbirine bağlantılı bulunan bağımsız bölümlerin bağlantı yerlerinde, bu bölüm maliklerinin ortak rızası ile anayapıya zarar vermeyecek onarım, tesis ve değişiklikleri yapabileceği; 18. maddesinde ise kat maliklerinin gerek bağımsız bölümlerini gerek eklenti ve ortak yerleri kullanırken doğruluk kurallarına uymak, özellikle birbirlerini rahatsız etmemek, birbirinin haklarını çiğnememek ve yönetim planı hükümlerine uymakla karşılıklı olarak yükümlü oldukları; Kat Mülkiyeti Kanununun (2) maddesinde bir bağımsız bölümün dışında olup, doğrudan o bölüme tahsis edimiş olan yerlerin eklenti olduğu açıklanmış ve eklentilerin kat mülkiyeti kütüğünün beyanlar hanesine kaydedileceği ve ana taşınmaza ait mimari projede de gösterileceği, yönetim planının 6. maddesinde oybirliği olmadığı sürece meskenlerde dükkan açılmayacağı hükme bağlanmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun incelenmesinden; davacı ve davalıların bağımsız bölüm maliki diğer davalı şirketin ise kiracı olduğu, davalı maliklerin bağımsız bölümlerinin ve eklenti niteliğindeki depoların duvarlarını kaldırmak suretiyle tek bb haline getirdiği, binanın tamamının, sığınak ve odunluk holü dahil, kiracı tarafından mağaza olarak kullanıldığı, 1, 2, 3, 4 ve 5 nolu bb ise tapuda mesken olarak kayıtlı olup, depoların bu bağımsız bölümlere özgülendiği, çekme kattaki tek bağımsız bölümün de tapuda mesken niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; odunluk holü ve sığınak dışında, 1, 2, 3, 4 ve 5 nolu bağımsız bölümlere özgülenen depolar ortak yerlerden sayılamayacağından bu bölümlerle ilgili olarak, duvarların yıkılmak suretiyle birleştirme eyleminin anayapının statiğine zarar verip vermediği, sağlamlığını etkileyip etkilemediği konusunda bilirkişiden rapor alınması ve bu raporun sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, ortak alan niteliğinde kabul edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu, depolar yönünden müdahalenin önlenmesine karar verilmiş olması,
2)Dava konusu projeye aykırı imalatların eski hale getirilmesi için yapılması gerekenlerin denetlemeye ve infaza elverişli olacak şekilde krokiye bağlanması, müdahale edilen bölümlerin hiçbir kuşku ve duraksamaya meydan verilmeden belirlenmesi ve sonucuna göre müdahalenin önlenmesine ve projeye uygun eski hale getirilmesine karar verilmesi gerekirken, davalının müdahale ettiği iddia edilen bölümlerin nerelerde olduğu tek tek açıklanmadan ve krokisi de düzenlettirilmeden infazda tereddüt yaratacak biçimde eksik inceleme ve yetersiz araştırmaya dayanan rapora göre hüküm kurulması,
3)Mahkemece, yapılmasına hükmedilen işlemlerin yerine getirilmesi için davalı tarafa kararın kesinleşmesinden itibaren uygun bir süre verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1.480 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalılara ayrı ayrı verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/04/2017 günü oy birliği ile karar verildi.