1. Hukuk Dairesi 2014/17813 E. , 2017/1356 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 21.03.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... ve vekili Avukat ... ile temyiz edilenler vekili Avukat... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteklerine ilişkindir.
Davacılar, ortak mirasbırakanları ...un mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla maliki olduğu 278 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payını ara malik ... üzerinden davalı oğlu ...’a, kalan ½ payı da dava dışı oğlu ...’un kayınpederi davalı ...’a satış suretiyle temlik ettiğini, temliklerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, dava konusu 278 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
Davalı ..., çekişmeli taşınmazın ½ payını bedeli karşılığında aldığını, satış bedeli olan 93.000 TL nin bir kısmını nakit, kalanını kıymetli evrak vererek ödediğini, iddiaların yersiz olduğunu bildirip davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., muris babası ile 1992 yılında yaptıkları sözleşme uyarınca susuz tarla niteliğindeki taşınmaza yaptığı yatırım ile taşınmazı kayısı bahçesi olarak ihya ettiğini, bunun karşılığında murisin çekişmeli taşınmazın ½ payını kendisine devrettiğini, karşılıksız bir devrin söz konusu olmadığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, muvazaa olgusunun ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre, mirasbırakan tarafından çekişmeli taşınmaz temlikinin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenerek davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı ... vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir, Reddine.
Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği ve 6100 sayılı HMK 297/2. maddesinde; düzenlendiği üzere (1086 sayılı HUMK’nun 388/son md.) hüküm sonucu kısmında; “istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yasa maddesinin bu açık hükmünün sonucu olarak, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
Ancak, somut olayda muvazaa olgusu kabul edildiğine göre davalılar adına kayıtlı tapunun iptaline karar verilmesi gerekir iken, hüküm kısmında ‘’ ... 278 parselde kayıtlı taşınmazın davalılara yapılan satışının dosyada mevcut ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/1006-931 E.K. Sayılı veraset ilamındaki davacıların hisseleri oranında iptali ile, ‘’ denilmek suretiyle infazda tereddüt yaratacak şekilde satış işleminin iptaline karar verilmesi doğru değildir.
Öte yandan, davacılar vekili vekaletnamesindeki yetkisine dayanarak hükümden sonra verdiği 05/09/2014 tarihli dilekçesi ile davacılardan ... yönünden davadan feragat ettiğini bildirmiştir. Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun(HMK) 309/2. maddesinde, feragat ve kabulün hüküm ifade etmesinin karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmadığı ve 311. maddesinin birinci cümlesinde, feragatın kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı düzenlenmiştir.
Ayrıca, dava dilekçesinde yalnızca iptal ve pay oranında tescil istenildiği halde, 6100 sayılı HMK’nın 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesi ihlal edilerek taşınmaz içerisinde bulunan iki katlı betonarme evin davalı ...’a ait olduğunun tapuya şerh düşülmesine karar verilmesi doğru değil ise de, temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılamamıştır.
Hal böyle olunca, davadan feragat eden davacı ... yönünden bir karar verilmesi, öte yandan dava kabul edildiğine göre davalılar adına kayıtlı çekişmeli 278 sayılı parselin tapu kaydının iptaline ve miras payları oranında davacılar adına tesciline hükmedilmesi gerekir iken infazda tereddüt yaratacak şekilde yapılan satış işleminin iptaline karar verilmesi doğru değildir.
Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.480.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.