Esas No: 2022/1949
Karar No: 2022/3083
Karar Tarihi: 25.04.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/1949 Esas 2022/3083 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi ile davalıları dava etti. Mahkeme, tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verdi ancak tazminat istemini kısmen kabul etti. Davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, davalılardan birinin müstakil payına yönelik hükümde hata olduğunu belirterek hükmü bozdu. Yeniden yapılan yargılama sonucunda, davalıların payları için ayrı ayrı karar verilmediği için hüküm Mahkeme tarafından veritabanında infaza uygun hale getirilmedi. Bu nedenle, hükmün bozulması gerektiği hüküm altına alındı. Kanun maddeleri: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26/1 ve 297/2 maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.07.2013 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 23.12.2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemlerine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili ile davalılardan ... arasında 29.01.2007 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme ile 1890 parsel sayılı taşınmazda davalı ...’e ait 1/12 hisse ile murisi ... adına kayıtlı 3/12 hisseden intikal edecek payın satışının vadedildiğini, bedelinin de ödenmesine rağmen tapuda devir işlemlerinin bugüne kadar yapılmadığını, hisse bedellerinin de nakden ödenmiş olduğunu beyanla, dava konusu taşınmaz hisselerinin davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına kayıt ve tescilini, bu talebin kabul görmemesi halinde ise hisse bedellerinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, dava konusu payda elbirliği mülkiyetinin bulunduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... yargılama aşamasındaki beyanlarında davalı ...’nin davacıya yer satmadığını dile getirmiştir.
Davalı ... sadece tarafların söylediklerini bildiklerini beyan etmiştir.
Mahkemece ilk hükümde, tapu iptali ve tescil talebinin reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, tazminat isteminin kısmen kabulü ile 8.000,00TL satış bedelinin davalı ...’den tahsiline karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin ilamı ile; "...1) 6100 sayılı HMK’nın 26/1. maddesi hükmünce hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye karar vermesi mümkün değildir. Mahkemece taleple bağlılık ilkesi gereği dava dilekçesinde talep edilen 8.000,00TL tazminata hükmedildiği anlaşıldığından; yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin aşağıdaki (2) numaralı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2) Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; satış vaadi sözleşmesine göre davalı ... dava konusu taşınmazda murisi ...’den intikal edecek miras payı yanında maliki bulunduğu kendi payının satışını da vadetmiştir. Davanın muris ...’den intikal eden miras payına yönelik kısmın ifa olanağı olmadığından davanın reddine karar verilmesi doğru ise de davalı ...’in müstakil payına yönelik ret kararı verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.'' denilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; "... dava konusu 1890 parsel sayılı taşınmazda davalı ... adına kayıtlı payın iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline, davacının terditli alacak talebinin kabulü ile 8000 TL'nin ...den alınarak davacıya verilmesine...'' şeklinde hüküm kurulmuştur.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi" başlıklı 294. maddesinde açıklandığı üzere; mahkemenin, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdireceği, yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai kararın hüküm olduğu ve yargılamanın sona erdiği duruşmada verilerek tefhim olunacağı, aynı Yasanın "Hükmün kapsamı" başlıklı 297/2 maddesi gereğince; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu hükme bağlanmıştır.
Somut olayda; Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamında da belirtildiği şekilde, davalı ...'e murisi ...’den intikal eden miras payına yönelik kısmın ifa olanağı olmadığından bu pay yönünden tapu iptali ve tescil talebinin reddine, ikinci kademedeki tazminat isteminin taleple bağlı kalınarak kabulüne, davalı ... adına tapuda kayıtlı pay yönünden ise; tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, hangi paylar bakımından davanın kabul edildiği ve reddedildiğinin açıkça hükümde belirtilmemesi doğru olmamıştır.
Hal böyle olunca, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2. maddesi uyarınca infaza elverişli biçimde hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.