Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4806
Karar No: 2019/7909

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/4806 Esas 2019/7909 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2017/4806 E.  ,  2019/7909 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
    No : 2017/981-2017/1259
    Mahkemesi : Samsun 3. İş Mahkemesi
    No : 2016/377-2017/58

    Davacı, kurumca ödenen yaşlılık aylıklarının geri istenmesi sebebiyle kuruma borçlu olmadığının tespiti talep etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı, kurumca ödenen yaşlılık aylıklarının geri istenmesi sebebiyle kuruma borçlu olmadığının tespiti talep etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı Kurum vekili, davacının talebini kabul etmeyerek, davanın reddini savunmuştur.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
    Özetle; ilk derece mahkemesi tarafından verilen hükmün usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı kurum vekili kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    506 sayılı Kanunun 58. maddesi ""Malullük aylığı almakta iken sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 63"üncü maddenin (A) fıkrası hükümleri uygulanır. Şu kadar ki, malullük aylıkları kesilenlerden işten ayrılarak malullük aylığı verilmesi için yazılı istekte bulunan sigortalıya aylık bağlanması, kontrol muayenesi sonunda malullüğün devam ettiğinin anlaşılması şartına bağlıdır."" hükmünü içermekte iken 5510 sayılı Kanunun 27/3 ""Malûllük aylığı almakta iken bu Kanuna göre veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya başlayanların malûllük aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesilir ve bu Kanuna tabi olarak çalıştıkları süre zarfında 80"inci maddeye göre belirlenen prime esas kazançları üzerinden 81 inci madde gereğince kısa ve uzun vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortasına ait prim alınır. Bunlardan işten ayrılarak yeniden malûllük aylığı bağlanması için yazılı istekte bulunan ya da emekliye ayrılan veya sevkedilenlere; kontrol muayenesine tabi tutulmak ve ilk aylığına esas malûllüğünün devam ettiği anlaşılmak kaydıyla, 4"üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışıyorsa görevinden ayrıldığı tarihi, diğerlerine ise istek tarihlerini takip eden ödeme döneminden itibaren yeniden malûllük aylığı hesaplanarak bağlanır."" düzenlemesi getirilmiştir.
    Kesinleşen mahkeme kararı ile davacıya 01.03.2011 tarihi itibariyle maluliyet aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir. Mahkeme kararı ile de olsa aylığa hak kazanıldığının tespitine karar verilmesi 5510 sayılı Kanun 27/3. maddesindeki kesme nedenlerinin uygulanmayacağı anlamına gelmez ve bu konuda önceki karar kesin hüküm de oluşturmaz. Aksi kabulle, mahkeme kararı ile hak kazanılan aylıklar, çalışma olsa bile artık kesilemeyeceği anlamını oluşturur. Mahkemece belli tarih aralığının ödenmesi yönünde hüküm kurulmadığından Kurumun toptan ödemesi, yersiz ödeme niteliğindedir.
    Dosyadaki kayıtlardan davacının bu tarih ve sonrasında çalışmasına devam ettiği sabittir. Bu sebeple yukarıda belirtilen 5510 sayılı Kanunun 27/3. maddesi uyarınca, maluliyet aylığı bağlandıktan sonra davacının çalışmasına devam etmesi, bağlanan aylığın kesilmesi nedenlerindendir. Anılan kanun maddesinde belirtilen, “malûllük aylığı almakta iken çalışmaya başlayanların malûllük aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesilir ve bu Kanuna tabi olarak çalıştıkları süre zarfında 80"inci maddeye göre belirlenen prime esas kazançları üzerinden 81"inci madde gereğince kısa ve uzun vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortasına ait prim alınır” hükmü gereği, mahkemece sigortalının aylığının kesilmesi gereken tarih ve bu tarihler arası ödenen tutar belirlenerek bu tutar yönünden davalı Kurumun istirdat hakkının mevcut olduğu gözetilerek yapılacak değerlendirmeye göre hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, Üye ...’ün muhalefetine karşın, ..., Üye ..., Üye ... ve Üye ..."nın oylarıyla ve oyçokluğuyla, 24.10.2019 gününde karar verildi.

    KARŞI OY

    Davacı, kesinleşen mahkeme kararına rağmen maluliyet aylığını geçersiz sayan 31.07.2015 günlü kurum işleminin iptalini, 01.03.2011-01.04.2013 tarihleri arası dönem için borçlu olmadığının tespitini ve yaşlılık aylığından yapılan kesintilerin iadesini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesi, kesinleşen mahkeme karar içeriği ile hukuki güvenlik ve yargıya güven ilkeleri kapsamında davanın kabulüne karar vermiştir.
    Taraf vekillerinin İstinaf başvurusu üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince, hukuk güvenliği ve Türk Medeni Kanunu 2. madde hükmü kapsamında kurum işleminin aykırılığından bahisle başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
    Hükmün davalı Kurum tarafından temyizi üzerine Dairemizce “…01.03.2011 tarihi itibarıyla maluliyet aylığı bağlanan davacının vaki sigortalı çalışmalarının, 5510 sayılı Yasanın 27. madde hükmü kapsamında kesme nedeni olacağından bahisle, anılan hüküm kapsamında kurum alacağının belirlenmesi gereğine..” yönelik olarak verilen bozma kararına aşağıdaki nedenlerle iştirak etmiyorum.
    İnceleme konusu somut olayda; 28.02.2011 günlü maluliyet aylığı başvurusu kurumca %60 çalışma güç kaybı bulunmadığından bahisle reddi üzerine 06.06.2011 tarihinde açılan ve 19.03.2015 tarihinde 10. Hukuk Dairesi onama kararıyla kesinleşen mahkeme ilamıyla; 5510 sayılı Yasanın 25.,26 ve 27.madde hükümleri uyarınca maluliyet aylığı şartları mevcut olmakla 01.03.2011 tarihinden itibaren davacıya maluliyet aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir. Davacının 06.03.2013 günlü tahsis başvurusu üzerine de kendisine 30.09.1986-31.12.1993, 22.01.1998-06.03.2013 tarihleri arası Bağ-Kur sigortalılık süresi üzerinden 01.04.2013 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmıştır.
    Kesinleşen mahkeme ilamı uyarınca davalı kurumca 01.03.2011 tarihi itibarıyla maluliyet aylığı bağlanmış, ödenmeyen aylıklar toplu şekilde ödenmiş, toplu ödemede işlemiş faizin ödenmemesi üzerine bu sefer 03.07.2015 tarihinde açılıp kesinleşen 2015/287 Esas 2015/455 Karar sayılı ilamla da işlemiş faiz alacağı hüküm altına alınmıştır.
    Kesinleşen ilamlara rağmen, davalı kurumca maluliyet aylığı, aylık başlangıcı sonrasında vaki bağımsız çalışmaları nedeniyle tümüyle iptal edilmek suretiyle yersiz aylık borcu çıkarılmıştır.
    1-Uzun vadeli sigorta kollarından olan maluliyet sigortasını düzenleyen 5510 sayılı Yasanın 25’inci madde hükmüne göre; sigortalının talebi üzerine yetkili sağlık kurullarından alınacak sağlık raporları ve dayanağı tıbbi belgelere göre çalışma gücünün %60’ını kaybetmiş olanların malul sayılacağı; Malüllük sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartlarını düzenleyen aynı yasanın 26’ıncı maddesine göre de; sigortalıya aylık bağlanabilmesi için 25’inci maddeye göre malül sayılması, en az on yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 1800 gün veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malûl olan sigortalılar için ise sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması, malûliyeti nedeniyle işyerini kapatması veya devretmesi sonrasında Kurumdan yazılı istekte bulunmuş olması yeterli görülmüş; Malûllük aylığının kesilmesi ve yeniden bağlanmasını düzenleyen aynı yasanın 27’inci madde hükmüne göre de, malûllük aylığı alırken bu Kanuna göre veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında yeniden çalışmaya başlayanların malûllük aylıklarının, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesileceği, bunlardan işten ayrılarak yeniden malûllük aylığı bağlanması için yazılı istekte bulunması halinde ise, maddede belirtilen ilgili prosedür kapsamında aylığın yeniden bağlanacağı öngörülmüştür.
    Dava konusu olayda, maluliyet aylığı başvuru tarihi itibarıyla çalışma güç kaybı oranı, sigortalılık süresi, prim gün sayısı ve sair koşulların varlığı yargı kararı kararıyla tespit edilip maluliyet aylığı bağlanması sonrasında yeniden bir sigortalı çalışma söz konusu olmadığı için 5510 sayılı Yasanın 27’inci madde hükmünün somut uyuşmazlıkta uygulanabilirliği mümkün değildir.
    2-Öte yandan; hukuki güvenlik ilkesi, hukuk devleti ilkesinin olmazsa olmaz koşulu olup, mevcut emredici hukuk kurallarının herkese eşit şekilde ve düzgün bir şekilde uygulanmasını içeren bir ilkedir. Hukuki güvenlik ilkesi, herkesin bağlı olacağı hukuk kurallarını önceden bilmesi, tutum ve davranışlarını buna göre güvenle düzene sokabilmesi anlamına gelir. Hukuk devleti hukuk kurallarının onu koyanlar da dahil olmak üzere, her kişi ve kuruluşu bağlamasını ifade eder. Hukuk devleti kavramının özünü devlet organlarının hukuka bağlılığını yani, yönetimin eylem ve işlemlerini hukukun içinde kalarak yerine getirmesi oluşturmaktadır.
    Hakların korunması ile ilgili hükümleri düzenleyen Anayasamızın 36’ıncı maddesi “Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” hükmünü içerirken; Türkiye’nin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin adil yargılanma başlığını taşıyan 6’ıncı maddesi “Herkes… davasının….. hakkaniyete uygun…… olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir.” Hükmünü içermektedir.
    Somut uyuşmazlıkta, 28.02.2011 günlü maluliyet aylığı başvurusu kurumca sadece çalışma güç kaybı bulunmadığından bahisle istemin reddi üzerine 06.06.2011 tarihinde açılan ve 19.03.2015 tarihinde 10.Hukuk Dairesi onama kararıyla kesinleşen mahkeme ilamıyla; 5510 sayılı Yasanın 25.,26 ve 27.madde hükümleri uyarınca maluliyet aylığı şartlarının varlığı ayrı ayrı tartışılıp mevcut olduğu anlaşıldıktan sonra 01.03.2011 tarihinden itibaren maluliyet aylığı bağlanmasına karar verilmiş olması; giderek, anılan kesinleşen ilam uyarınca davalı kurumca 01.03.2011 tarihi itibarıyla maluliyet aylığı bağlanıp, toplu ödemesi de faizsiz yapıldıktan sonra, 03.07.2015 tarihinde açılıp kesinleşen aynı mahkemenin 2015/287 Esas 2015/455 Karar sayılı ilamla da işlemiş faiz alacağının hüküm altına alınmış olması karşısında; maluliyet aylığı şartlarının bulunmadığı gerekçesine dayanan bozma kararının hukuki güvenlik ilkesi, yargıya güven ilkesi ve adil yargılanma hakkına aykırılık teşkil ettiğinden sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle, çoğunluğun görüşüne katılmayarak, belirtilen değerlendirmelere uygun bulunan Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Onanması gerektiğini düşünüyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi