Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında yapılan soruşturma sonucunda, 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı TCK"nın 191/2. maddesi uyarınca "kamu davasının açılmasının ertelenmesine" ilişkin Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 14/05/2015 tarihli ve 2015/33012 soruşturma, 2015/435 sayılı kararını müteakip, adı geçen şüphelinin denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında yeniden uyuşturucu madde kullandığı gerekçesiyle hakkında dava açılması üzerine, yapılan yargılama sonucunda sanığın beraatına dair Bursa 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/05/2016 tarihli ve 2016/396 esas, 2016/462 sayılı kararını kanun yararına bozulmasına ilişkin talep üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 25/01/2017 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
İncelenen Dosyadan ;
1- Sanık ... hakkında, 07/04/2015 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı"nca 14/05/2015 tarihinde 2015/33012 soruşturma ve 2015/435 karar no ile, 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı TCK"nın 191/2. maddesi uyarınca "kamu davasının açılmasının ertelenmesine" karar verildiği ve kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği,
2- Sanık hakkında denetim işlemlerinin devam ettiği esnada 04/03/2016 tarihinde yeniden kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediğinden bahisle Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 12/04/2016 tarihinde kamu davasının ertelenmesi kararı kaldırılarak 12/04/2016 tarihinde 2015/33012 soruşturma ve 2016/9004 esas numaralı iddianame ile TCK’nın 191/1, 53,54 ve 58. maddeleri uyarınca kamu davası açıldığı,
3- Bursa 14. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 18/05/2016 tarihli, 2016/396 esas ve 2016/462 karar sayılı kararı ile sanık hakkında, " Sanık hakkında mahkumiyet dışında bir karar verileceği anlaşıldığından CMK" nun 193/2 maddesi uyarınca sanığın savunmasının alınmasından vazgeçilmiştir. TCK" nun 191. Maddesindeki suçun oluşabilmesi için sanığa yapılan ihtarın usulüne uygun olarak yapılmış olması gerekmektedir. Dosya kapsamının incelenmesinde sanığa yapılan ihtaratların usulüne uygun olarak yapılmadığı, ısrar kastının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Toplanan delillerin değerlendirilmesinden, mahkememizce yapılan yargılamadan, ve tüm dosya kapsamından ; her ne kadar sanık ... hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan cezalandırılması istemi ile mahkememize kamu davası açılmış ise de, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sübut bulmaması nedeniyle CMK"nun 223/2-e maddesi gereğince sanığın beraatine, karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. " gerekçeleri ile beraatine karar verildiği, bu kararın temyiz edilmeksizin 09/06/2016 tarihinde kesinleştiği, anlaşılmıştır.
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında,
" Dosya kapsamına göre, adı geçen sanık hakkında 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildiği ve 191/3. maddesi uyarınca bir yıl denetimli serbestlik süresi belirlendiği, denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında sanığın yeniden uyuşturucu madde kullandığı ve bu nedenle sanık hakkında aynı Kanun’un 191/4-b-c maddesi uyarınca kamu davası açıldığı, ancak mahkemece yapılan yargılama sonucunda "sanığa yapılan ihtaratların usulüne uygun olarak yapılmadığı, ısrar kastı gerçekleşmediği" gerekçesiyle yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sübut bulmaması nedeniyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 223/2-e maddesi uyarınca beraat kararı verildiği anlaşılmış ise de,
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde "Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.", 191/3. maddesinde "Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır." ve 191/4. maddesinde "Kişinin, erteleme süresi zarfında;a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır." şeklinde düzenlemeler yer aldığı, yine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/2-e maddesinde "Beraat kararı;....e) Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması. Hallerinde verilir." hükmünün yer aldığı,
Somut olayda ise, hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmiş olan sanığın denetim süresi içerisinde yeniden uyuşturucu madde kullandığının sabit olduğu, yapılan tebliğlerin usulüne uygun olduğu gibi ısrar şartının da aranmadığı, denetim süresi içerisinde tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi, bulundurması veya kullanmasının yeterli olduğu, sanığa yapılan ihtaratların usulüne uygun olarak yapılmadığı, ısrar şartı gerçekleşmediği gerekçesi ile beraat kararı verilemeyeceği, aksi halde uyuşturucu madde kullanmak suçundan bir daha kovuşturma yapılmasının mümkün olmayacağı, bu halde kovuşturmaya devam edilerek sanığın savunmasının alınmasını müteakip karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde beraat kararı verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek. Bursa 14. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 18/05/2016 tarihli, 2016/396 esas ve 2016/462 karar sayılı kararının bozulması istenmiştir.
Yapılan incelemede,
Kanun yararına bozma talebine dayanan ihbarnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Bursa 14. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 18/05/2016 tarihli, 2016/396 esas ve 2016/462 karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince aleyhe sonuç doğurmaması kaydıyla BOZULMASINA; aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 16/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.