Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9983
Karar No: 2016/4413
Karar Tarihi: 16.03.2016

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/9983 Esas 2016/4413 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2015/9983 E.  ,  2016/4413 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi




Davacı, davalı işverene ait işyerinde 01.10.1995-20.11.2003 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı ve feri müdahil vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
Dava, davacının davalı işyeri nezdinde 01/10/1995-20/11/2003 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, Mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 19/11/2003 tarihli davalı şirketçe düzenlenmiş işe giriş bildirgesinin Kurum kayıtlarına intikal ettiği, davacıya ait hizmet cetvelinde 06/12/1981-10/04/1991 tarihleri arasında dava dışı işyerlerince , 20/11/2003-05/07/2007 tarihleri arasında davalı şirket tarafından davacı adına Kurum"a hizmet bildiriminde bulunulduğu, 1037931 sicil no lu davalı şirketin “unlu mamuller imalatı” faaliyetinden dolayı 16/05/2000 tarihinde Kanun kapsamına alınmış olduğu, 02/01/2001 tarihli işyeri denetim tutanağında davacıya ait çalışma kaydının yer almadığı, 2000-2003 yılları arası davalı limited şirkete ait dönem bordrolarının getirtildiği, yapılan zabıta araştırması neticesi Köyü"nde bilgisine başvurulan Mehmet Kağnıcı"nın davacıyı 1998 yılında işe aldığı, ortakçılık yaptığı, babasından kalan bir kısım tarlaları ekip biçtiği, 2001 yılında Konya"ya gelerek burada bulunan şirketlerinde 3-4 yıl çalıştığı hususlarını beyan ettiği, Muhtar ..."nın işyerinin devrine kadar davacının davalı ile birlikte 7-8 yıl çiftçilik yaptığı, sonrasında Konya"daçiftliğinin işyeri olan "nde çalıştığı hususlarını beyan ettiğinin tutanağa bağlanmak suretiyle Mahkeme"ye bildirildiği, 25/10/2001 tarihli ve ya ait tarlaların ne kiralandığına ilişkin kira sözleşmesinin dosyaya sunulduğu, alınan bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu, duruşmalarda davacı, davalı tanıkları ile bordrolu tanıkların dinlendiği olarak dinlendiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının davalı limited şirkete ait “çiftlik” işyerinde çalıştığını doğrulayan tanık beyanları karşısında oluşan bu çelişkinin giderilmesi gerekir. Davacının davalı şirkete ait çiftlik işyerinde çalıştığı iddiası karşısında çiftliğe ait tapu kaydının getirtilmek suretiyle çiftliğin mülkiyetinin kime ait olduğu, davalı şirket ile aralarında organik bağın bulunup bulunmadığı araştırıp işletmenin niteliği, büyüklüğü göz önünde bulundurularak tarımsal hizmetin kim veya kimler tarafından yerine getirildiği araştırılmaksızın, davacının davalı şirkette şoför olarak çalıştığı iddiası karşısında davacıya ait ehliyet belgesi, davalı şirkete ait aracın trafik tescil kayıtları ile trafik ceza tutanakları getirtilmeden duruşmalarda dinlenen tanıkların beyanlarının yetersiz ve çelişkili olduğu anlaşılmakla davacının davalı şirket nezdinde çalıştığı iddiasının hiçbir tereddüte yer vermeksizin belirlenmeden yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; davalı şirkete ait aracın trafik tescil kayıtları ile varsa ihtilaf konusu dönem içerisinde trafik ceza tutanaklarını, davacıya ait ehliyet belgesini getirmek, davalı şirkete ait çiftliğe ait taşınmaz kaydını getirmek suretiyle Ziraat Odası ve Tarım Müdürlüğü aracılığıyla veya gerektiğinde ziraat mühendisi bilirkişi ile birlikte keşif yapılarak çiftlik işyerinin mülkiyetinin kime ait olduğunu, davalı şirket ile aralarında organik bağın bulunup bulunmadığını, kapsam ve kapasitesini, işyerinde hangi dönemde hangi ürünlerin yetiştirildiğini, ne kadar tarımsal faaliyet gerçekleştirildiğini, bu tarımsal faaliyetin ne kadarlık bir çalışmayı gerektirdiğini, çalışan işçi sayısını ve bu işçiler ile belirlenen işlerin gerçekleştirilmesinin mümkün olup olmadığını belirlemek, tanık beyanları arasındaki çelişkinin giderilmesine yönelik olarak davalı çiftlik işyerine komşu olan arazi sahipleri ile bu arazilerde çalışan işçileri ve Hacınuman Köyünün muhtar ve azalarını tespit etmek, bu kişilerin tanık olarak beyanlarını almak, davacının çalışmasının ne şekilde gerçekleştiğini, çalışmasının her yıl devam edip etmediğini araştırmak ve Mahkemece sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma neticesi yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine 16.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.





M.O

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi