22. Hukuk Dairesi 2017/12248 E. , 2018/7661 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı Bakanlık bünyesindeki değişik alt işverenlerde uzun süre çalıştıktan sonra emekli olmak üzere iş sözleşmesini feshettiğini, davacının çalıştığı sürede hiç yıllık izin kullanmadığını beyanla kıdem tazminatı ile yıllık izin ücret alacağının faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; zamanaşımı def"i ile husumet itirazında bulunmuş, müvekkilinin davaya konu iş sözleşmesinde taraf olmadığı gibi sorumluluğunun da bulunmadığını, davacı iş sözleşmesini emeklilik nedeni ile sonlandırdığını iddia ettiğinden emeklilikle ilgili iddiasını ispatlamasının gerektiğini, işçinin 15 yıllık sigorta süresinin dolması ve 3600 prim ödeme gün sayısını tamamlaması ve bu şartlara haiz olduğunu ilgili ...’dan alınacak belge ile ispatlaması gerektiğini, ekte sunulan puantaj cetvelleri ve senelik izin formları incelendiğinde davacının yıllık izinlerini kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır.
Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı sebebe dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
İşçinin işe iade davası açması durumunda, izin ücretinin talep edilip, edilemeyeceği davanın sonucuna göre belirlenmelidir.
Gerçekten işçinin dava sonucu işe başlatılması durumunda, önceki fesih ortadan kalktığından ve iş ilişkisi devam ettiğinde 4857 sayılı Kanun"un 59. maddesi uyarınca izin ücreti istenemez.
İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile ispatlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Sözleşmenin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu sebeple zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.
4857 sayılı Kanun"un 54. maddesinde, yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında, işçinin aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştığı sürelerin birleştirilerek göz önüne alınacağı hükme bağlanmıştır.
Bu durumda, işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir. Kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmetlerin de aynı gerekçeyle izin hesabı yönünden birleştirilmesi zorunludur.
Somut olayda; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı işçinin ücretli izin kullandığına dair davacı tarafça imzalı puantaj kayıtları, yıllık ücretli izin defteri ve izin kullanma kayıtlarının bulunmadığı belirtilerek davacının hizmet süresine göre 190 gün izin hakkının mevcut olduğu tespit edilmiş ve yıllık izin ücret alacağı hesaplanmıştır. Ancak bu hesaplamada dosya içeriğinde yer alan davacı işçi ile birim sorumlusu ve başhemşire vekili imzalı yıllık izin formlarının nazara alınmadığı görülmektedir. Bu itibarla söz konusu belgeler dikkate alınarak bakiye yıllık izin ücretinin hesaplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması isabetsizdir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, 26/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.