11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/1315 Karar No: 2017/2240 Karar Tarihi: 27.03.2017
Resmi belgede sahtecilik - Dolandırıcılık - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/1315 Esas 2017/2240 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2017/1315 E. , 2017/2240 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, Dolandırıcılık HÜKÜM : Resmi belgede sahtecilik suçundan; mahkumiyet Dolandırıcılık suçundan; beraat
I-Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz isteminin vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasıyla sınırlı olduğu görülerek, sanık hakkında kurulan hükümlere yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarıyla birlikte yapılan incelemede; Sanık müdafiinin temyiz süre tutum dilekçesinin sanık hakkında hükmolunan hapis cezasına ilişkin olduğu ve 05.12.2016 havale tarihli dilekçe ile sanık hakkında dolandırıcılık suçu nedeni ile verilen beraat hükmünün de vekalet ücreti verilmemesi nedeniyle temyiz edildiği, süre tutum dilekçesinde yer almayan temyiz talebinin 1412 sayılı CMUK"nun 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süre geçtikten sonra yapıldığı, dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarında mağdurun, suçun maddi unsurunun hedef aldığı kişi olup, suça konu senetlerin alınma aşamasında davaya katılmasına karar verilen ..."ın mağdur ..."in avukatı sıfatıyla hareket etmesi nedeniyle yüklenen suçtan doğrudan zarar görmediği ve kamu davasına katılma hakkı bulunmadığı, usulsüz verilen katılma kararı hukuken geçersiz olup söz konusu suç yönünden hükmü temyiz etme hak ve yetkisi vermeyeceği anlaşıldığından, şikayetçi ... vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE, II- Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından kurulan hükümlere yönelik Cumhuriyet savcısının ve sanık müdafiinin resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesi mümkün görülmüştür. Bozma kararına uyularak yapılan yargılamada, sanık hakkında toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığa yüklenen "resmi belgede sahtecilik" suçunun sübutu kabul, oluş, soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, dolandırıcılık suçu yönünden ise yüklenen suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı mahkemece dosya içeriğine uygun gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış ve incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafinin ve Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 27.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.