
Esas No: 2015/15573
Karar No: 2017/5940
Karar Tarihi: 11.09.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/15573 Esas 2017/5940 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.03.2015 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 09.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili tarafların birlikte malik oldukları dava konusu 125 ada 18 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesini talep etmiştir.Davalı ..., dava konusu taşınmaza ilişkin olarak ortaklık halinin 21.02.1986 tarih ve 177 yevmiye nolu resmi senetle çözüme bağlandığını, taraflar arasında paylaşım yapıldığını, hakkında paylaşma sözleşmesi bulunan mallar için ortaklığın giderilmesi davası açılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taraflar arasında 21.02.1986 tarih ve 177 yevmiye nolu rızai taksim sözleşmesi bulunduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK"nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Somut olaya gelince; Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından düzenlenen 21.02.1986 tarihli 177 yevmiye nolu intikal ve taksime ilişkin resmi senette 27.11.1969 tarih ve 23 sıra no ile tapuda kayıtlı taşınmazın 3/8 payının davacıya, 3/8 payın davalı ..."a ve 2/8 payının da davalı ..."e isabet ettiği belirtilmiş olup; dava konusu 125 ada 18 parsel sayılı taşınmazın güncel tapu kaydının da aynı pay oranlarıyla aynı taraflar adlarına 22.10.2014 tarihinde 3402 sayılı yasanın 22/A maddesi gereğince yenilemenin tescili suretiyle kayıtlı olduğu görülmektedir.Hemen belirtilmelidir ki, anılan resmi taksim akdi taraflar ve dava dışı mirasçılar arasında ortak miras bırakandan intikal eden taşınmazlar hakkında düzenlenmiş olup, bu akit gereği yapılan tescille tesis edilen mülkiyet, paylı mülkiyettir. Müşterek mülkiyette de miras taksim sözleşmesinin söz konusu olmayacağı tartışmasızdır.
Bu durumda; Mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 11.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar vermek gerekmiştir.