12. Ceza Dairesi 2019/11155 E. , 2019/9061 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : İstinaf başvurusunun esastan reddine
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin İstanbul Anadolu 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/11/2018 tarih ve 2018/37 Esas 2018/389 Karar sayılı hükmüne yönelik olarak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda verilen istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından duruşma talepli olarak, katılanlar vekili tarafından ise duruşma talebi olmaksızın temyiz edilmekle, sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının süresinin on yıldan fazla olması ve 5271 sayılı CMK"nın 299. maddeleri gereği duruşma talebi uygun görülmekle duruşmalı olarak temyiz incelemesi yapılmasına karar verilip, 17/09/2019 tarihinde yapılan duruşmada hazır olan sanık müdafi Av. ...’un olay mahallinde yeterli aydınlatma olmadığı, ölenlerin kaldırımdan değil, yol içinde yürüdükleri, dolayısıyla kusurlarının olduğu, pişmanlık ve üzüntüsünü dile getiren sanık hakkında TCK’nın 62. maddesi uyarınca takdiri indirim sebeplerinin uygulanmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince alkol miktarının varsayımsal olarak değerlendirildiği, cezanın fazla olduğu, kararın bozulmasını talep ettiklerine ilişkin, katılanlar vekili Av. ...’un ise sanığın alkol ölçümünün olaydan 9 saat sonra yapıldığı, Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen 314 promil miktarının doğru olduğu, TCK’nın 62. maddesinin uygulanmama gerekçesinin yerinde olduğu, sanığın pişmanlık göstermediği, ölenlerin yakınlarına başsağlığında bulunmadığı, sürekli ölenleri suçladığı, sabıkasına göre olumsuz kişiliği olduğu, olay mahallinden kaçarak esnaf tarafından yakalandığı, başkasının aracı sürdüğünü beyan ettiği, dolayısıyla takdiri indirim sebeplerinin uygulanmamasının yerinde olduğu, bu nedenlerle yerel Mahkemece alt sınırdan uzaklaşılması ve TCK’nın 62. maddesinin uygulanmamasının Bölge Adliye Mahkemesince de yerinde görüldüğü, sanık hakkında üst sınırdan ceza tayini ile bilinçli taksir hükümleri gereği ½ oranında artırım yapılması, aksi kanaatte olunması halinde Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasını talep ettiklerine ilişkin sözlü açıklamaları üzerine, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
(I) Katılan ... Erdener Kalender vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Dosya üzerinden verilen hükmün, katılan ... vekili Av. ...’e 12/02/2019 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, katılanın diğer vekili Av. Eyyüp Sabri Gürsoy’un ise hükmü CMK’nın 291/1. maddesinde öngörülen on beş günlük süre geçtikten sonra 11/03/2019 tarihinde temyiz ettiğinin anlaşılması karşısında; CMK’nın 298/1. maddesi uyarınca temyiz isteminin isteme uygun olarak REDDİNE;
(II) Katılanlar ... ve ... vekili ile sanık müdafiinin temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Dosya üzerinden verilen hükmün katılanlar ... ve ... vekiline tebliğ edilmediği, katılanlar vekilinin ise hükmü 27/02/2019 tarihinde temyiz ettiği dikkate alındığında, tebliğnamedeki süresinde olmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddini öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin sanığa fazla ceza verildiği, takdiri indirim sebeplerinin uygulanması gerektiği, olayda ölenlerin de kusurunun olduğuna ilişkin, katılanlar vekilinin ise sanığın kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, sanığın birçok trafik kuralını ihlal ettiği, geriye dönük hesaplandığında olay sırasında 3,40 promil alkollü olduğu, hiçbir hafifletici sebebin olmadığı, üst hadden ceza verilmesi ve artırım uygulanması gerektiğine ilişkin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine ancak;
Sanığın idaresindeki araçla 2,15 promil alkollü olduğu halde seyir halinde iken önündeki aracı sollamak istediği sırada, yolun solunda park halinde olan aracın yanında taşıt yolu içinde bulunan yaya olan ölenler ... ile ...’e çarptığı olayda, her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi kararında olay tutanakları ve doktor raporu yanlış değerlendirilerek geriye dönük hesaplandığında olay sırasında sanığın 3,40 promil alkollü olduğu belirtilmiş ise de; uyap ortamında yapılan incelemede dosya içindeki sanığın 08/04/2018 tarihinde saat 00:59’da yapılan kan tahlili sonucuna göre 215 etanol alkollü olduğuna ilişkin laboratuvar tetkik sonucu evrakı dikkate alındığında, sanığın olaydan yaklaşık bir saat yirmi dakika sonra yapılan ölçümde 2,15 promil alkollü olduğu, bu itibarla geriye dönük hesaplandığında olay anında yaklaşık 2,35 promil alkollü olduğu kabul edilerek yapılan değerlendirmede, ölenlerin Karayolları Trafik Kanununun 68. maddesinde düzenlenen kuralları ihlal ederek taşıt trafiğini yeterince kontrol etmeden taşıt yoluna çıkmaları gözetilmeksizin, sanığın tam ve asli kusurlu olduğunun kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de;
1-Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekmekte olup, dava konusu olayda tam ve asli kusurlu olduğu kabul edilen sanık hakkında, ölen kişi sayısı, maddede öngörülen cezanın alt sınırı nazara alınmak suretiyle, cezada orantılılık ilkesi ile adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, alt sınırdan çok fazla uzaklaşılarak teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmek suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
2-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.07.2009 tarih ve 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (f) bendinde yer alan ""failin kasta dayalı kusurunun ağırlığı"" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekili ile sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda 06/02/2019 tarih ve 2019/621 E. 2019/357 K. sayılı “istinaf başvurusunun esastan reddine” dair hükmünün 5271 sayılı CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA; bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmak üzere 5271 sayılı CMK’nın 7165 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8. maddesi ile değişik 304/2. maddesi uyarınca, dosyanın gereği için İstanbul Anadolu 13. Ağır Ceza Mahkemesine; kararın bir örneğinin de İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE; 18/09/2019 tarihinde karar verildi.
TEFHİM ŞERHİ:
18.09.2019 tarihinde verilen iş bu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı..."in huzurunda, duruşmada sanık ..."in savunmasını yapmış bulunan Av. ... ve katılanlar ..., ..., ..."in savunmasını yapmış bulunan Av. ..."ün yokluğundan 19.09.2019 tarihinde usulen ve açık olan tefhim olundu.