Esas No: 2015/2425
Karar No: 2018/934
Karar Tarihi: 30.01.2018
Danıştay Danıştay 15. Daire Başkanlığı 2015/2425 Esas 2018/934 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/2425
Karar No : 2018/934
Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…; K:.. sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Temyize konu mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi'nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki bilgi ve belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava, ... İli, ... İlçesi, ... Köyü'nün 1993 yılında güvenlik gerekçesi ile boşaltılması sebebiyle zarara uğradığını iddia eden davacının, zararının tazmini istemiyle 5233 sayılı Yasa kapsamında yaptığı başvurunun reddine ilişkin 25.12.2007 gün ve 2007/2-6155 sayılı 2 No'lu Zarar Tespit Komisyonu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
... İdare Mahkemesi'nce; dava konusu yerin terör olayları nedeniyle boşaltıldığı, 24.6.2006 tarihinde usulüne uygun olarak zarar mahallinde yapılan keşif sonucu davacı adına ve davacıya ait arazi miktarının "0,00 m2" olarak gösterilerek düzenlenen tutanakta, teknik ve mahalli bilirkişilerle birlikte davacı vekilinin de imzasının yer aldığı, dolayısıyla yapılan keşfe davacı vekilinin de iştirak ettiğinin kabulü gerektiği, keşif tutanağının davacı vekilince müvekkilinin 5233 sayılı Yasa kapsamına giren zararı bulunduğu yönünde bir ihtirazi kayda yer verilmeksizin imzalandığı hususu ve davacının anılan köye ilişkin olarak hak sahipliğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge sunulamadığı, davacının 5233 sayılı Yasa kapsamına giren zararının tespit edilememesi nedeniyle tesis edilen dava konusu komisyon kararında hukuka aykırılık görülmediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından anılan mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun 1. maddesinde: "Bu Kanunun amacı, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemektir." hükmüne, 2. maddesinde; "Bu Kanun, 3713 sayılı Kanunun 1 inci, 3 üncü, 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsar." hükmüne, yine aynı Kanun’un 8. maddesinde; "7'nci maddede belirtilen zararlar, zarar görenin beyanı, adlî, idarî ve askerî mercilerdeki bilgi ve belgeler göz önünde tutularak olayın oluş şekli ve zarar görenin aldığı tedbirlere göre, zarar görenin varsa kusur veya ihmalinin de gözönünde bulundurulması suretiyle, hakkaniyete ve günün ekonomik koşullarına uygun biçimde komisyon tarafından doğrudan doğruya veya bilirkişi aracılığı ile belirlenir. Taşınmaza ilişkin zarar tespitinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11'inci maddesinde belirtilen kıymet takdiri esasları kıyasen uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.
Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkındaki Yönetmelik'te de benzer düzenlemelere yer verilmiştir. Söz konusu yönetmeliğin 11. maddesinde; "Komisyon gerek görmesi halinde keşif yapabilir. Komisyon başkanı belirlemiş olduğu keşif yeri ile gün ve saatini komisyon üyeleri ve/veya bilirkişi ile başvuru sahibine veya yetkili temsilcisine ... olarak bildirir. Başvuru sahibinin kendisi, veli veya vasisi veya yetkili temsilcisi ve varsa şahitleri keşif mahallinde hazır bulunurlar. Muhtar veya o yer mahallinden iki kişinin de keşifte hazır bulunması temin edilir. Tespit edilen günde komisyon olay mahalline giderek zararı tespit eder. Bu tespitte; a) Keşif tarihi, b) Zarar görenin adı soyadı, c) Zararın meydana geldiği yer, d) Zararın meydana geldiği tarih, e) Zararın nev’i, f) Zararın miktarı, g) Zarar gören bina, işyeri, arazi, taşıt ve ağaç gibi taşınır ve taşınmaz mallardan faydalanılma imkanının bulunup bulunmadığı, h) Zarar görenin kendi ihmal, kusur ve kastının olup olmadığı, ı) Zarardan mahsup edilmesi gereken miktarlar ile gerekli görülen diğer hususlar tutanağa bağlanarak hazır bulunanlarca imza altına alınır. Başvuru sahibi veya yetkili temsilcisinin keşif esnasında hazır bulunmaması halinde durum tutanakta belirtilir." hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen yasa ve yönetmelik hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle 5233 sayılı Yasa kapsamında karşılanabilecek nitelikte maddi zarara uğradığını iddia eden kişilerin bu zararlarının tazmini amacıyla başvurmaları halinde kurulacak Zarar Tespit Komisyonlarının, bu Kanun kapsamına giren bir zararın bulunup bulunmadığı ve bulunması halinde miktarının ne olduğunu tespit etmek amacıyla ilgili yerlerden her türlü bilgi ve belge istemek, bilirkişi görevlendirmek ve gerektiğinde keşif yapmak gibi kapsamlı bir araştırma-inceleme görevi ve yetkisi ile donatıldığı anlaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının terör olayları nedeniyle köyünden göç etmek zorunda kaldığından bahisle mal varlığına ulaşamamadan kaynaklanan zararının 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle ... Zarar Tespit Komisyonu'na başvurduğu, bu başvuru sonrasında komisyon tarafından keşif kararı alındığı, keşif ve tespit tutanağında davacıya ait mal varlığı tespit edilemediği, tutanağın davacı vekili tarafından da ihtirazı kayıt olmadan imzalandığı, bunun üzerine komisyonca davacının herhangi bir taşınır taşınmaz mal varlığı olmadığı gerekçesiyle başvurusunun reddedildiği; bakılan davanında söz konusu komisyon kararının iptali istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesi kararında davacının taleplerinin araştırılması için keşif yapıldığını, keşif tutanağının davacı vekili tarafından ihtirazı kayıt olmadan imzalandığını, keşifte davacıya ait mal varlığı tespit edilemediğinden bahisle davanın reddine karar verildiğini belirtse de; dosya da bulunan 24.06.2006 tarihli Keşif ve Tespit Tutanağı, başvuru sahibi veya vekilinin de imzası bulunan sayfa vekili olarak kabul edilen ...nın imzası bulunan sayfanın üst kısmında boş olan yerlerin doldurulmamış olduğu, Notlar kısmının tamamen boş olduğu, altında komisyon üyelerinin, bilirkişi heyetinin ve davacı vekilinin imzası olduğu, boş olduğu için neye ihtirazı kayıt konulacağının anlaşılamadığı hususları tespit edilmiştir.
Ayrıca Keşif Tutanağı'nda imzaları bulunan Alt Komisyon üyelerinden (Mahalli bilirkişiler) muhtar ..., ...ve ...'nun 07.01.2015 tarihli dilekçeleri davacı tarafından temyiz dilekçesi eki olarak dosyaya sunulmuş, ilgililer bu dilekçede keşif tutanağını okumadan imzaladıklarını, davacının ... Köyü'nde arazisi bulunduğunu belirtmişlerdir.
Bu halde davacının taleplerinin usulüne uygun şekilde incelenip keşif yapılarak değerlendirildiği ve malının bulunmadığı, bu hususun davacı vekili tarafından da keşif tutanağı imzalanarak teyit edildiğinin kabulü mümkün değildir. Davacının taleplerine özgü sağlıklı, usulüne uygun keşif yapılarak mal varlığının bulunup bulunmadığı tespit edilmesi gerekirken bunlar yapılmadan tesis edilen dava konusu işlemde ve davanın reddine hükmeden idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.