21. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/4210 Karar No: 2016/4353 Karar Tarihi: 15.03.2016
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/4210 Esas 2016/4353 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2016/4210 E. , 2016/4353 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalı Kurum tarafından gönderilen ödeme emrinin iptaliyle borçlu olmadığının tesptine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R
Dava, dava dışı Şti."nin 2005/5-2006/2. aylara ait prim borçları ve gecikme zammının tahsili amacıyla davacı adına çıkarılan ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Dairemizin K. sayılı bozma ilamı üzerine Mahkemece hükümde yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Somut olayda; Mahkemece K. sayılı Karar ile Mahkemece prim borçlarının oluştuğu 2005/5-2006/2. aylarında davacının borçlu şirketin ortağı olmadığı, temsil ve ilzama yetkili ortak olmadığı ve borçlu şirket ile birlikte dayanışmalı sorumluluğu bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalı Kurum vekili tarafından süresinde temyiz edildiği, Dairemizin . sayılı kararı ile "6183 sayılı Yasa"nın 35. maddesi gereğince davacının şirket ortağı olarak şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hissesi oranında doğrudan doğruya sorumlu olacağı ve bu Yasa hükümleri gereğince takibe tabi tutulabileceği gözetilerek sözkonusu borcun tahsili için şirket hakkında takip yapılıp yapılmadığı ve borcun şirketten tamamen veya kısmen tahsil imkanı bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" belirtilerek hükmün bozulduğu, Mahkemece bozmaya uyulduğu halde, bozma gerekleri yerine getirilmediği, Mahkemece davacının 2005/5-2006/2. aylarında borçlu şirketin ortağı olmadığı, temsil ve ilzama yetkili ortak olmadığı ve borçlu şirket ile birlikte dayanışmalı sorumluluğu bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece bozmaya uyulduğu halde, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Yasanın 35. maddesine göre; limited şirket ortakları şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar. Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur. Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur. Mahkemece yapılacak iş; sözkonusu borcun tahsili için şirket hakkında takip yapılıp yapılmadığı ve borcun şirketten tamamen veya kısmen tahsil imkanı bulunup bulunmadığı araştırılarak ve 506 sayılı Yasa"nın 80, 5510 sayılı Yasa"nın 88, 6183 sayılı Yasa"nın 35 ve mükerrer 35"inci maddeleri de göz önüne alınarak varılacak sonuca göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yetersiz inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.