14. Ceza Dairesi 2017/7709 E. , 2017/6638 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Nitelikli cinsel saldırı
HÜKÜM : Sanığın atılı suçtan mahkumiyetine dair İ Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 27.12.2016 gün ve 2016/173 Esas, 2016/446 Karar sayılı hükme yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükmün sanık müdafii tarafından duruşmalı temyiz edilmesi üzerine, dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle, 13.12.2017 Çarşamba saat 09:30"a duruşma günü verilerek sanık müdafiine çağrı kağıdı gönderilmişti.
Belirlenen tarihte sanık müdafiin yerinde görülen talebine istinaden duruşmalı yapılan incelemede gereği düşünüldü:
5271 sayılı CMK"nın 225/1. maddesindeki "Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir" şeklindeki düzenleme karşısında, hükmün konusunun iddianamede gösterilen eylemden ibaret olduğu, açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılması, davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulmasının kanuna aykırı olduğu, sanık hakkında tanzim edilen 14.04.2016 tarihli iddianame ile nitelikli cinsel saldırı suçundan kamu davası açılırken bu suçun zincirleme şekilde işlendiğine dair anlatım da bulunmadığı halde ilk derece mahkemesince ek savunma hakkı verilmek suretiyle yazılı şekilde sanık hakkında belirlenen cezada zincirleme suça ilişkin 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesi uyarınca arttırım yapılması,
Yargılama sırasında sanıkla ilgili olarak Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi sağlık kurulunca düzenlenen 28.06.2016 günlü, 6231 sayılı raporda sanığa, "remisyonda bipolar affektif bozukluk" tanısı konularak atılı suçla ilgili cezai sorumluluğunun tam olduğunun bildirilmesine rağmen aynı dosyanın mağduresi olan Aslıhan"la ilgili olarak İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunca hazırlanan 27.05.2016 günlü, 1724 sayılı raporda mağdurede "bipolar affektif bozukluk" denilen akıl hastalığının (mixt atak dönem) içerisinde bulunup bu
nedenle olayın hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin bulunmadığı, fiile ruhsal yönden mukavemete muktedir olmadığı, beyanlarına ana hatları ile kuvvetli delillerle desteklendiği takdirde itibar edilebileceği, durumunun hekim olmayanlar tarafından anlaşılamayabileceği ancak yakın tanıyanlarca ve tekrarlayan görüşmelerle anlaşılabileceğinin mütaala edilmesi karşısında, her iki rapor nazara alındığında aynı hastalık tanısı konulan sanıkla ilgili olarak cezai sorumluluğunun tam olduğu bildirilmesine rağmen mağdurenin akıl hastası olduğunun belirtilmesi nedeniyle ortaya çıkan çelişkinin giderilmesi için öncelikle sanığın İstanbul Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Kuruluna sevkiyle dosya içerisindeki tüm tıbbi belgelerde gözetilerek muayenesi yapılıp kendisinde akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunup bulunmadığı ve müsnet suçla ilgili cezai sorumluğunun mevcut olup olmadığı hususunda rapor aldırılmak suretiyle çelişkinin giderilmesi, çelişkinin giderilememesi durumunda ise Adli Tıp Genel Kurulundan sanık ile mağdure haklarında düzenlenen raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeni rapor aldırıldıktan sonra toplanacak delillere göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, ilk derece mahkemesince eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verildiği gözetilerek hükmün bozulmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları ile duruşmalı inceleme sırasındaki sözlü savunması bu itibarla yerinde görüldüğünden, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesinin 25.05.2017 gün ve 2017/2128 Esas, 2017/1197 Karar sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik hükmünün 5271 sayılı CMK"nın 302/2-4. madde ve fıkrası gereğince BOZULMASINA, 21.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.