1. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/20577 Karar No: 2017/1315 Karar Tarihi: 20.03.2017
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/20577 Esas 2017/1315 Karar Sayılı İlamı
1. Hukuk Dairesi 2014/20577 E. , 2017/1315 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Davacı ... Köyü 417 nolu parselde kayıtlı taşınmazın toplam 21 paydaşının bulunduğunu, kendi payının yanında 9 paydaşın daha paylarını 20 yıldan uzun bir zamandır ektiğini, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/114 Esas sayılı dosyasında taşınmazın kim tarafından ve ne şekilde kullanılacağının ortaya konulduğunu, ancak davalı ..."un kendisi tarafından fiilen kullanılan ve daha önce dava edilen kısma elatarak mısır ektiğini belirterek 1988 yılından bu yana zilyet olduğu kısma yapılan müdahalenin önlenmesine, 2.000 TL ecrimisil bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, paydaşlardan ... ile akdettiği kira sözleşmesine dayanarak dava konusu edilen kısmı kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının iyiniyetli olmaması ve hukuki yararı bulunmaması gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davalının kiracı olarak kullandığını idda ettiği dava konusu kısma ilişkin olarak 14.05.2010 tarihinde dava dışı kiraya veren ... tarafından davacı ...’a karşı paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi davası açıldığı, davanın ...’in payına karşılık çekişmesiz olarak kullanabileceği bir yerin bulunması nedeni ile reddine karar verildiği, red kararının Dairece vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onandığı, ...’in ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/114 Esas-2012/366 Karar sayılı dosyasında dava konusu ettiği bu kısmı daha sonra davalı ...’a kiraya verdiği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanununun 691. maddesi hükmü ile 6.5.1955 tarih 12/19 sayılı İnançları Birleştirme Kararında öngörüldüğü üzere paylı mülkiyete tabi taşınmazlar bakımından geçerli bir kira sözleşmesinin varlığı pay ve paydaş çoğunluğunun bulunması koşuluna bağlıdır. Oysa ki, dava konusu taşınmazda kurulan kira ilişkisi yönünden pay ve paydaş çoğunluğunun bulunmadığı ve davacıyı bağlayıcı bir kira sözleşmesinin varlığından söz edilemeyeceği; başka bir ifadeyle, davalının haksız işgalci konumunda bulunduğu açıktır. Hâl böyle olunca, davacının mülkiyet hakkına önem atfedilerek elatmanın önlenmesine ve belirlenecek ecrimisile karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.