Esas No: 2022/1606
Karar No: 2022/5810
Karar Tarihi: 08.06.2022
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2022/1606 Esas 2022/5810 Karar Sayılı İlamı
9. Ceza Dairesi 2022/1606 E. , 2022/5810 K."İçtihat Metni"
Cinsel taciz suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Burdur Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 18/03/2021 tarihli ve 2020/6265 soruşturma, 2021/599 esas, 2021/418 sayılı iddianamenin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 174. maddesine uygun bulunmadığından bahisle iadesine dair Burdur 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/04/2021 tarihli ve 2021/94 iddianame değerlendirme sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Burdur 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/04/2021 tarihli kararı ile şüphelinin cezai ehliyetine ilişkin Adli Tıp Kurumu, ruh sağlığı ve hastalıkları hastanesi veya tam teşekküllü bir hastaneden sağlık kurulu şeklinde rapor temin edilmediğinden iddianame düzenlenemeyeceğinden bahisle iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hâllerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, soruşturma aşamasında şüphelinin Türk Ceza Kanunu’nun 32. maddesi kapsamında işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalıp azalmadığına ilişkin Adli Tıp Kurumu, ruh sağlığı ve hastalıkları hastanesi veya tam teşekküllü bir hastaneden sağlık kurulu şeklinde rapor aldırılmamasının iddianamenin iadesi sebebi yapılamayacağı, şüphelinin 03/07/2020 tarihinde işlediği iddia olunan suçla ilgili olarak fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olduğuna dair Adli Tıp Kurumu Burdur Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 20/01/2021 tarihli ve 2021/98 sayılı raporun dosya içerisinde mevcut olduğu, mahkeme tarafından bu raporun yetersiz olduğu düşünülüyor ise yargılama aşamasında başka bir rapor aldırılabileceği, kaldı ki Yargıtay 17. Ceza Dairesinin 22/06/2016 tarihli ve 2016/7829 esas, 2016/9530 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, şüpheli hakkında soruşturma evresinde işlediği suçun hukukî anlam ve sonuçlarını algılamayacak durumda olup, davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli ölçüde azalmış olduğu ve 5237 sayılı Kanunun 32/1. maddesinden istifade edebileceği yönünde rapor alınsa dahi, bu durumda olan kişiye ceza verilmeyeceğinin anılan fıkrada düzenlenmiş bulunması karşısında, akıl hastası olan şüpheli hakkında Cumhuriyet Başsavcılığınca kovuşturmaya yer olmadığına karar verilemeyeceği, mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda, suçun sabit olması halinde anılan madde kapsamında kaldığı anlaşılan sanık hakkında ceza verilmeyip, güvenlik tedbirine hükmedilmesi gerekeceği gözetilmeden, iddianamenin kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 14.12.2021 ve 94660652-105-15-9949-2021-Kyb sayılı kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar evrakı ile birlikte tevdi kılınmakla dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden koşulları itibarıyla oluşmayan kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın mahalline
gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 08.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.