16. Hukuk Dairesi 2016/3615 E. , 2018/7044 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
... sonucu ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 135 ada 7 ve 154 ada 38 parsel sayılı ve sırasıyla 531,26 ve 41.056,09 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ve müşterekleri adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., taşınmazların 1/2 payına yönelik miras yoluyla gelen hakka dayanarak tapu iptali ve murisi ... mirasçıları adına payları oranında tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ..., çekişmeli taşınmazların 1/2 payına yönelik tapu kaydının iptali ile murisi ...’ın tüm mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, ... terekesine temsilci atanması için davacıya süre verildiği, .... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 24.11.2011 tarih 2010/485 Esas, 2011/52 Karar sayılı kararı ile davacı ...’ın terekeye temsilci olarak atandığı, söz konusu kararının kesinleştirilerek dosyaya sunulması için davacı tarafa birden fazla süre verilmiş olmasına rağmen dosyaya sunulmadığı, mahkemesince sözü edilen kararının masraf olmadığından kesinleştirilemediğinin bildirildiği belirtilerek, terekeye temsilci atanması kararının kesinleştirilerek dosyaya sunulmadığı ve çekişmeli taşınmazlar üzerinde Kamber’in vefat tarihi olan 1987 yılından sonra davacının kullanımının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK"nın 51 ve 114/1-d maddeleri uyarınca “dava ehliyeti” bir dava şartı olarak benimsenmiştir. Öte yandan 03.03.1993 tarih, 773/82 sayılı Hukuk Genel Kurulu kararında da dava şartlarının davanın açıldığı tarihten, hükmün verildiği tarihe kadar varlığını devam ettirmesinin temel kural olduğu açıkça vurgulanmıştır. Bu yasal düzenlemeler ve yargısal uygulamalar karşısında hakim, davanın başında dava şartlarının mevcut olup olmadığını kendiliğinden (re"sen) araştırmak zorundadır. Ne var ki, dava açılırken bulunmayan dava şartının yargılama sırasında tamamlanması halinde, 6100 sayılı HMK’nın 30. maddesi uyarınca usul ekonomisi yönünden davanın esasına girilerek sonuçlandırılması gerekeceği de gerek doktrinde gerekse Yargıtayın istikrar kazanmış içtihatlarıyla kabul edilmiştir. Aynı doğrultuda, 6100 sayılı HMK’nın “dava şartlarının incelenmesi” başlıklı 115/2. maddesi "Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder." hükmünü içermekte olup anılan maddeye göre, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise usul ekonomisine de paralel olarak; hakimin, usulden red kararı vermeden önce, eksikliğin tamamlanması için ilgilisine süre vermesi gerektiği açıkça anlaşılmaktadır. Somut olaya gelince; davacının, babası Kamber’den gelen miras hakkına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmakta hukuki yararı bulunduğu kuşkusuzdur. Ne var ki, davacı tek başına miras bırakanının tüm mirasçıları adına tescili isteminde bulunmuştur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 640. maddesine göre, tereke adına açılıp takip edilen davaları, ya tüm mirasçıların birlikte açmaları, ya da tüm mirasçıların açılan davaya muvafakatlarının sağlanması veya terekeye mümessil tayin edilerek davanın sürdürülmesi zorunludur. O halde davacıya, ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 24.11.2011 tarih 2010/485 Esas, 2011/52 Karar sayılı terekeye temsilci atanması kararının kesinleştirilerek dosyaya ibraz etmesi için kesin süre verilmeli, bu kesin süre içerisinde karar dosyaya ibraz edilmez ise aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmeli, sözü edilen karar dosyaya ibraz edilir ise, taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esasına girilerek, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeden yazılı olduğu şekilde davanın esası hakkında karar verilmesi isabetsiz olup, davacı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 26.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.