11. Hukuk Dairesi 2015/12437 E. , 2017/613 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/06/2014 tarih ve 2013/194-2014/170 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı TPE vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “...” ibareli 9, 16, 38 ve 41. sınıf ürün ve hizmetleri içeren 1997/16185, 2008/2328, 2008/2331, 2008/2329, 2008/2330, 2008/256, 2008/253, 2009/19479, 2008/57553, 2008/57554, 2008/57552, 2009/19482, 2007/2261, 2007/2262, 2009/19481, 2008/57551 ve 2009/19480 no’lu, tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının "..." ibareli, 35/2-6. sınıf hizmetleri içeren 2011/19400 no’lu marka başvurusuna iltibas ve tanınmışlık vakıasına dayanarak yaptıkları itirazın reddedildiğini oysa, başvurunun tescilinin müvekkilinin “...” esas ve ayırt edici unsurlu markaları ile iltibasa sebebiyet vereceği gibi, tanınmışlığından haksız yarar sağlayıp, itibar ve ayırt edici karakterini zedeleyeceğini ileri sürerek, TPE YDİK’in 2013/M-3030 sayılı kararının iptali ile davalı markasının hükümsüzlüğü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPE vekili, markaların benzer olmadığını, başvurunun davacı markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlamayacağı gibi, itibar ve ayırt edici karakterine de zarar vermeyeceğini, YDİK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı şirket, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının uzun zamandır televizyon yayıncılığı ilgili sektörde “...” ibareli seri markalarla ticarî faaliyette bulunduğu, sektörde belli bir bilinirlik ve tanınmışlık elde ettiği, “...” ibaresinin genel kullanım olan harcıalem bir ibare olarak kabulünün mümkün olmadığı, davacı markalarındaki asıl ve ayırt edici unsurun “...” ibaresinden oluştuğu, davalı marka başvurusundaki asıl ve ayırt edici unsurlardan birinin de özellikle "..." sözcüğü tarafından temsil olunduğu, ......+ŞEKİL" ibaresinde "..." kelimesi yanında ..." sözcüğünün bulunmasının ayırt edicilikte yeterli farklılık yaratmadığı, aksine bu ibarenin “...” ibaresini tanımladığı, başvuru kapsamında yer alan hizmetler davacı markalarında yer almadığından iltibas vakıasına dayanılamayacağı ancak, davacının tanınmışlık vakıasını da ileri sürdüğü ve davacı markalarının kuvvetli reklâm, uzun süreli kullanım, kaliteli ve yaygın dağıtım ile ilgili sektör dışına taşacak biçimde televizyon yayıncılığı bakımından tanınmışlık vasfı kazandığı, başvuru kapsamındaki ürünlerle ilişkilendirilmesi kaçınılmaz nitelikteki 35/2-6.sınıf hizmetler için başvurunun tescilinin davacı markalarının tanınmışlığından haksız yararlanma sağlayabileceği, onun temsil ettiği imaj ve güveni hiçbir masraf ve çaba harcamadan kendi markasını taşıyan ürünlere devrini sağlayacağı, diğer yandan davacı ile aynı kalitede hizmet sunamaması durumunda tüketicilerin bunun sonuçlarını davacı markalarına mâl edeceği, bu şekilde davacı markasının giderek sıradanlaşacağı, ayırt edici gücünün ve etkileme alanının zayıflayacağı, başvuru konusu işaretin davacının tanınmış markalarıyla ilgili “...” ifadesini kullanarak açık biçimde bir karalama içerdiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile, TPE YİDK"in 2013/M-3030 sayılı kararının iptaline, davalı başvurusu marka olarak tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davalı TPE vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı TPE vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı TPE vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı TPE"den alınmasına, 07/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.