13. Ceza Dairesi 2016/8845 E. , 2018/9163 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
1- UYAP kayıtlarına göre sanık hakkında yargılamaya konu tutanak dışında başka tespit tutanaklarının da düzenlendiğinin anlaşıldığı, gerçeğin şüpheye yer vermeyecek şekilde açığa çıkartılması, zincirleme suç hükümlerinin uygulama yerinin tespiti ile varsa mükerrer cezalandırılmanın önüne geçilmesi, 6352 sayılı Kanun"un geçici 2. maddesi ile getirilen düzenleme yönünden haksız yere hak kaybına uğranmasının önlenmesi bakımından, sanık hakkında açılan başkaca davalar da varsa araştırılıp, her bir dava dosyasının suç ve iddianame tarihleri, kesinleşip kesinleşmedikleri tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirlenip, tutanaklar arasındaki süre dikkate alındığında sanık hakkında 5237 sayılı TCK" nın 43. maddesinin uygulanması gerekebileceği nazara alınarak öncelikle birleştirme olanağı varsa dosyalar birleştirilerek, birleştirme olanağı mümkün olmadığı taktirde dava dosyalarının bu davayı ilgilendiren delillerinin onaylı örneklerinin dosya içine konulması sağlanarak TCK" nın 43. maddesinin uygulanması koşullarının tartışılıp değerlendirilmesi zorunluluğu,
2- Hakkında abone olmadan ve sayaçsız biçimde enerji kullandığına dair tutanak düzenlenen sanığın kovuşturma aşamasında sulama kuyusunu 2008 yılında açtığını ve açtığı tarihten beri de kuyuda sayacın bulunduğunu beyan etmesine karşın kolluk görevlilerince düzenlenen 12/01/2016 tarihli tutanakta sulama tesisinin 2012 yılının ekim ayında açıldığının belirtilmesi ile 25/05/2015 tarihli bilirkişi raporunda sulama döneminin 15 haziran, temmuz, ağustos ve eylül ayları arasındaki dönem olduğunun belirtilmesi ve bu itibarla suç tarihinin sulama dönemini kapsamaması karşısında, öncelikle sanığın beyanı doğrultusunda araştırma yapılıp tutanak görevlilerinin beyanlarına başvurularak suç tarihinde sulama kuyusunda sayaç bulunup bulunmadığının kesin bir biçimde tespiti ile zirai bilirkişinin sulama dönemine ilişkin görüşleri çerçevesinde bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tespiti gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,
3- Sanığın karşılıksız yararlanma kastıyla hareket ettiğinin tespit edilmesi durumunda, karşılıksız yararlanma suçu bakımından özel bir etkin pişmanlık düzenlemesi olan 5237 sayılı TCK" nın 168/5. maddesi gereğince ve kanun koyucunun amacı doğrultusunda katılan kurumun uğradığı zararı, suç tutanağı ile belirlenmiş veya belirlenecek olan vergili ve cezasız tutarı ödemesi halinde hakkında kamu davası açılamayacağı hususu, ödeme süresi ve yeri soruşturma merciince sanığa bildirilmeden, bildirime ilişkin belge denetime esas şekilde dosyaya konmadan, sanığa dava açılmasını engelleme imkanı tanınmadan kamu davası açılması karşısında; bunun iddianamenin iadesi sebebi olduğu gözetilmeden kabul edilip yapılan yargılamada, katılan kurumun normal tarifeye göre vergili ve cezasız gerçek zararının ne olduğunun zirai bilirkişinin görüşü de alınarak bilirkişiye yeniden hesaplattırılarak, sanığın ödemesi halinde 5271 sayılı CMK" nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartının gerçekleşmemesi nedeniyle sanık hakkındaki kamu davasının düşürülmesi, zarar karşılanmıyor ise sanığa kaçak elektrik kullanım bedelini hükümden önce ödemesi halinde TCK" nın 168/5. maddesi uyarınca etkin pişmanlıktan yararlanabileceği hususu hatırlatılıp, talep etmesi halinde zararı gidermesi için kendisine süre verilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi zorunluluğu,
Kabule göre de,
4- 18/06/2014 tarihinde kabul edilip 28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun"un 106/3. maddesinin “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün, hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir.” şeklindeki hükmü karşısında, sanık hakkında adli para cezasını ödemediği takdirde ödenmeyen para cezasının hapse çevrilemeyeceğinin gözetilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’ın temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 18/06/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.